Doğumdan beri bulunan minik, çoğunlukla siyah, koyu renkli leke olan ben, çocuklara öğretilirken en zorlanılan sözcüklerden biridir. Bende de yüzümde, sol yanağımın tam ortasında bir adet mevcut, genleri süper baskın olan babamda da aynı yerde bir adet mevcuttu. Öğrenene kadar canım çıkmıştı, bendekinin adı ben ise babamdakinin adı da nasıl ben olabilirdi? Herkesin kendi beninden bahsederken ben demesi lazım olmalıydı, başkaları başka bir sözcük kullanmalıydı... lakin öyle değilmiş, hepsi ben.
amerikan dilinde benjamin isminin kısaltması. bu kısaltmanın istisnaları da var. misal ben kingsley, onun ismi krishna bhanji. aynı isim bizde de bünyamin olarak mevcut. ama kimse onları bün diye kısaltmıyor. neyse, şimdi kimsenin aklına karpuz kabuğu düşürüp sakatlık çıkarmanın alemi yok.
insan kendisi olmaktan yorulur mu? işte ben bunlardan biriyim. ben olmak istemiyorum artık, benim yerime başkası geçsin, kendi benliğimi ona devredeyim. ben de bensiz kalayım istiyorum.
ben diyorsun ve bu sözcükle gurur duyuyorsun. ancak ister inan , ister inanma bundan daha yüce olan şey, bedenin ve onun büyük zekasıdır. bedenin ben demez, ben olarak işler. friedrich nietzsche