"müziğe senin kadar ilgili olanını görmedim. konservatuvar öğrencilerinden daha çok şey biliyorsun."
keman hocamın iltifatı ki kendisi de boş adam değildir. isim verip rencide etmek istemediğim bir orkestraya küsüp kendi yolunu çizmiştir.
bu iltifat bir tarafımı kaldırdı mı peki? hayır. çünkü bu kadar bilgi bir b*** yaramıyor. enstrüman çalmaya ve müziğe anca hristiyan olunca meylettim. öncesinde çok farklı uğraşlarım vardı.
Hiç hatırlamıyorum çünkü aspergerli biri olarak iltifattan pek hazzetmem. işlerime yapılan iltifatlara gelirsek, Chernobyl senaristi craig mazin'in, legasov ses kayıtları derleme videosuna wow this is so amazing demesi.
bu konuşma aklıma gelince hala gülümserim.. ne güzel etki aslında, birini zaman geçse de gülümsetebilmek.
masada bir evrak işine dalmış, görüşmede olduğum kişiyi de bir anda tekrar hatırlamıştım, olur ya öyle aniden, kısacık dalarsınız. kağıt işim de bitmedi bir türlü, kusura bakma lütfen sana da arkamı dönüyorum ama hemen bitiyor dedim. ne demek, çiçeğin önü arkası olmaz diye cevap verdi. çok yaşasın.
üniversitedeyken, biri 'kirpiklerin ne güzel.' demişti. o an hoşuma gitmişti ama, yıllar geçtikten sonra, 'ulan demek ki kız bende övecek başka bir bok görememiş.' diyerek acı gerçeği farketmiştim. konuyla ilgili bir de yiğit özgür karikatürü vardır: i.pinimg.com/...
hocalarım çok efendi,akıllı vsvs. olduğumu söylerdi sonuçta diğer yakındığı arkadaşlarım galericilik ve inşaattan parayı vururken biz de atanmaya çalışıyoruz işte çok da iltifata güvenmemek lazım. (bkz: iyi çocuk sendromu)