Bu konularda pek yanılmam bence 140-150 arası bir IQ'su var. Geçen Sokrates'te bir solcu çocukla çektikleri videoyu izledim. İstatistiki bilgileri yorumlayış şekli, katmanlı düşünüşü, dili ile çıkarım yapma hızının her zaman aynı hızda olamayışı ama bu uyumsuzluğun dili kötü kullanmasına sebep olmayışı, şey, yani, falan, gibi benzeri filler word'lere ihtiyaç duymadan akıcı bir şekilde kendini ifade edebilmesi, konuşurken yaptığı hatayı cümlesi bitmeden hemen fark edip çok kısa rewind yapıp anında düzeltebilmesi ki bu yüksek bir working memory'e işaret eder, karşısındaki kişinin ağzından çıkacak cümleyi tahmin edebildiğinden anlık kayıtsızlıklar yaşaması vesaire kendisinin IQ'su hakkında bana yeterince fikir veriyor. Programdan sonra Robert Koleji ve Boğaziçi'nde okuduğu öğrendim ki bu da zaten fikrimi destekliyor. Muhtemelen oldukça yüksek puanlarla bu okullara yerleşmiş. Emre Özcan da çok zeki ama Kaan Kural bence spor medyasındaki bariz en zeki adam.
çok kıymetli bir insan kendisi, özellikle türkiye standartlarının dışında yaptığı ve yapmaya çalıştığı herşey için kendisine saygı duyulmalı. nba bir yana e spor ilgisi bir yana yapmış olduğu niş cafe girişimi bile seviye yükseltiyor. ancak (bkz: lebron james ) hayranlığı beni yoruyor bu da böyle biline.
Bu adam sayesinde bir çok nesil basketbolu sevmiş NBA nedir öğrenmiştir. Aşırı derece mütevazı, samimi ve entelektüel bir kişiliktir. robert koleji takım kaptanlığı yapmış birisidir. Kendisini radikalde yazdığından beri takip ederim sanırım yıl 2000 falandı. Burada cahilce acemi cadıda tanıdık sonra gidip basketbol sunuculuğuna bürünmüş yazan 12 yaşındaki arkadaşlar keşke önce biraz okuyup araştırsalar.
acemi cadıdan tanıdığımız. daha sonrasında basketbol sunuculuğuna bürünmüş. şu anda riot games adlı şirketde sunuculuk yaparak geçimini sağlayan tatlı dombişko.
michael jordan'ın bir hikayesine kafayı fena halde takmış yorumcudur.
hikaye şöyle; jordan brooklyn'li olduğu için north carolina'da okurken tatillerde memleketine gidemiyor. oda arkadaşı olan higgins'in evine gidiyor. higgins'in babaannesi de zaman içerisinde jordan'ı çok seviyor ve jordan'ın babaanneyle samimi bir ilişkisi oluyor. yıllar sonra charlotte lige girince jordan deplasmana gittiği zaman babaanneyi ziyaret ediyor. vakit geçirmek için de babaanneyle go fish diye bir kart oyunu oynuyorlar. oyunu oynarken telefon çalıyor, babaanne telefona bakmaya gidiyor. jordan o sırada kadının kağıtlarına bakıyor ve kadın gelince oynamaya devam ediyorlar.
güzel bir hikayedir. ben de severim ama kaan kural işi biraz abartmış. sırf ben takip ettiğim videolardan 3 kez gördüm anlattığını. işin ilginç tarafı; jordan'la ilgili en sevdiği hikaye bu olsa gerek. ama hiçbir zaman da adamın adını hatırlayamaması çok garip. insanın kafasına takılır bir bakar. kaan kural'da böyle bir durum yok sanırım. hiç hatırlamıyor ama hiç de merak edip bakmıyor.
nba denince ülkemizde akla gelen ilk isimdir. uzun yıllardır nba takip ettiği için bilgi birikimi çok fazladır. yorumlarına değer veririm ancak bazen çok gereksiz ve abartılı tepkiler vermesi irrite etmiyor değil.