casey affleck ve michelle williams'ın başrolünde oynadığı 2016 yapımı dram filmi. Film Amerika’da bir sahil kasabasında yaşayan Chandler ailesinin duygu yüklü hikayesine odaklanıyor.
kenneth lonergan'ın 3. uzun metraj yönetmenlik tecrübesi olan ve yaklaşık 2 buçuk saat süren, 2 oscar ödüllü hollywood filmidir.
senaryo yazmada lonergan oldukça başarılı bir insan zaten. analyze this , margaret ve you can count on me bunun en güzel 3 örneği olacaktır. bağımsız sinema denilen şeyi pek bilmiyorum ben ama lonergan'ı bu kıstasta da değerlendiremiyorum. yalnızca bütçeye göre bakıyorsak, bu film 10 milyon dolardan daha düşük bir bütçeye sahip diye bağımsız sinema mı oluyor? bilmiyorum.
lonergan'ın senaristliği, özellikle margaret'taki birçok sahnede beni ters köşeye yatırmıştı. bu filmde de, özellikle filmin ilk yarısı boyunca aynı duyguyu hissettim. ancak lonergan'ın senaryo karakteristiği olan "sürpriz olan konuyu filmin ortasına yakın bir yerde izleyiciye tümüyle verme" durumu, birçok izleyicinin filmin sonunu getirememesine neden olabilir. lonergan'ın diğer filmlerini izleyip kıyaslamayı yapabilirsiniz. yani, yalnızca bu filmdeki lee chandler'a dair sürprizin filmin sonuna kadar saklanamaması gibi bir durum söz konusu değil, lonergan'ın tercihi hep böyle oluyor zaten.
lee ile randi'nin birkaç dakika süren ve hayatlarındaki boşluklar üzerine konuşamadıkları sahneler müthişti. affleck sülalesinden hazzetmeyen biri olarak, ilerleyen yıllarda casey affleck'in oyunculuğunun daha da büyüyebileceğine olan inancım arttı. michelle williams'a da kilo almak yakışıyormuş. gerçekten de hamileyken filmin çekimlerine katıldığını zannetmiştim ben ama yokmuş böyle bir şey.
olumsuz eleştirilerimin başında, elbette ki casey affleck'in oscar heykelciğini kazanması var. akademi, özellikle en iyi erkek ve en iyi kadın oyuncu ödüllerinde, her zaman popülerliğe bakmıştır. bu popülerlik hem aday olan aktör ve aktrislerin hem de aday oldukları filmlerin popülerliğidir. affleck'in rakiplerinden biri de, captain fantastic'teki mükemmel rolüyle viggo mortensen'di bu yıl mesela. bilinçli bir tercih yaparak izlemediğim la la land haricinde, bu daldaki bütün filmleri seyrettim ve akademi'nin yalnızca popülerliği göz önünde bulundurup yanlış karar verdiğini düşünüyorum. affleck'in önündeki aktörlük yolculuğu daha uzun yıllar devam edecek gibi görünüyor ama neredeyse 60 yaşındaki mortensen'in böyle bir şansı olmayabilir bir daha. adam aragorn'u hayal gücünden çıkartıp gerçeğe dönüştürdüğü lotr ile bile oscar alamadı, daha ne yapacak? özetle, mortensen yerine affleck'i seçen akademi yalnızca filmin ve aktörün popülerliğini göz önüne almıştır. benim fikrim bu yönde.
sonuç olarak, kendi kendine hesaplaşma süreleri uzun olanların, eski hatalarını günün her saniyesinde gözünün önüne getirenlerin, hayatlarında verdikleri kararlardan pişman olduklarını değiştirmek için her şeylerini verebilecek olanların hoşuna gidecek bir film bu. "en iyi orijinal senaryo" dalında aldığı oscar'a dil uzatabilmek pek mümkün değil çünkü hem lonergan bu konuda oldukça yetkin bir isim hem de bu daldaki adayların hiçbiri manchester by the sea'yi geçebilecek kalitede filmlerden oluşmuyordu bu sene.