Bugün kanallarda gezinirken şarkıcıların canlı performans sergiledikleri bi programa denk geldim ve izlemeye başladım. Sanırım eski programların derlemesiydi ve bir kaç şarkıcıdan sonra aleyna tilki çıktı. İlk kez kulak kabartarak dinledim bu şarkıcıyı ve duyduklarıma inanamadım. Berbat bir ses ve yorum. Ama Ülkenin kaliteyle falan pek işi olmadığından aksine ucuzluk daha rağbet gördüğünden bu kızın bu kadar ünlü olmasına şaşırmadım. Arz-talep meselesi sonuçta. Ben sadece tilki'nin arkasında çalan orkestraya üzüldüm. Eminim o kız ağzını açtıkça adamlar kahrolmuşlar, yaptıkları işten soğumuşlardır. Keşke emek Bu kadar kolay sömürülüp ucuzlatılmasa. Keşke sanat, popüler kültür zırvalığının altında ezilip kalmasa. İşte Bu gerçekten üzücü.
Kullanılıp atılacak, yıllar sonra derin yalnızlığının farkına varacak genç insan.
Aradan yıllar geçtiğinde ailesininde, arkadaşım dediği kişilerin de, abim kadar yakın dediği kişilerin de aslında çok daha başka şeylerin peşinde olduğunu anlayacak.
ses desen? benim de var o kadar. müthiş dans ediyor desen? öyle bir durum da söz konusu değil. çok acaip şarkıları var desen? o da yok. çok güzel bir genç kız desen? akranlarına göre biraz daha uzun olması dışında bir numarası da yok?
gençliği tükendiğinde çıkarıldığı kadar hızlı bir şekilde gündemden kaldırılacaktır. o nedenle şu süreçte umarım akıllı davranmayı başarır. kendisi için.
çocukluğunu yaşamadığı söylerek ödül töreninde ağlamış kişi. sanki bunu zorla şarkıcı yapmışlar. zorla cebine milyarları koymuşlar, sanki sağa sola devlet başkanları gibi zorla vip uçakla göndermişler. duyanda binbir fedakarlık yapıp, milli mücadeleye gitmiş sanar. kendi yaşıtlarının asla yaşayamayacağı koşullara sahip olduğu için üzgün taklidi yapan kişi.
Amerikan medyasinin yaptigi bir sey vardir... mesela selena gomez gibi bir tipi disney kanaldayken kesfeder pompalar sükse edersin, guzel kalir ergenlige gecerken bozmazsa devam edersin... yok eger evde tek basina'da oynayan cocuk gibiyse, ergenlikte tipi kaydi cocugun, silinir gider.
Bu konseptte turkiye'nin castin biiber veya selena gomezi'dir. Sunu dedi bunu etti diye omur billah ayni haberlerle gundeme gelir sonrasinda hadise gibi orasi gorundu burasi gorundu ile hele de menejeri erol kose ise.
Britnii spiirsin 3 tik alti turk versiyonunu gorup duyacaginiz kisidir.
mühendislikte overengineering denen bir şey var. mühendisin tasarımın isterleri karşıladığı noktada durmayıp, tatmin olamayıp abarttıkça abartması, ayrıntılarda kaybolması, mükemmelleşmeye çalışması. bu kızda da yapılan " bu kız bir proje olacak" olayını abarttıkça abartmaları, çekilmez içinden çıkılmaz bir hale sokmaları. çok kastılar özetle. bu kadar gözümüze sokmadan da bu kız gündemde kalabilirdi. hepi topu 3-4 şarkıyla var piyasada ama beklenti büyük.
17 yaşında bir ergeni kaç yaşında insanların bu kadar eleştirmeye aç oluşu saçma geliyor. 17 yaş 'sanat dünyası' nın yanında gelen gece hayatı ve magazin kendisinin çürümesine neden olmadan devam eder umarım. ve yetişkinliğinde salak salak konuşan medya maymunlarından olmamasını diliyorum. 17 yaşında başarı yakalamış ve sesi güzel bu kızdan otuz yaş olgunluğu bekleyen insanların insan algılarını küçümsüyorum. şarkılarını dinlemeyi tercih etmiyorum ama bu onun bir başarı yakalamadığını göstermiyor.
26 Şubat 2021 tarihinde müzik dinleme platformlarından Spotify’eretrograde adlı yaklaşık üç dakikalı ingilizce şarkısını piyasaya sürmüş bir kişi. Adı geçen şarkının klibi ise gün içi buradan erişime açılacakmış.
Günahım kadar sevmediğim bir insandır. İlgi çekmek için her türlü saçmalığı yapar. Bunlar tamam fakat dün sosyal mecralarda gördüğüm eleştirilere şaşırdım.
Bu hanımefendi the show must go on ve smells like teen spirit söylemiş altın kelebek bilmem nesinde. Ekşi'ye, twitter'a baktım sıçıp bırakmış zannettim. Açtım, dinledim. Ancak bu kadar söyleyebilirmiş zaten. Ülkemizdeki temel bir sıkıntıya geliyo burada konu. Cem yılmaz'ın verdiği "excuse me?" Örneği harika bir örnekti bu konuda. İnsanımız freddie mercury ya da kurt cobain gibi söyleyememişse itin götüne sokmaya çalışıyor.
Beğenmeyene lafım yok. Hiç kimse hiçbir şeyi beğenmek zorunda değil ki ben de beğenmedim fakat "kötü" söyledi demek cehalet göstergesi olmaya başlıyor.
Daha çok genç, yolu çok olan bir şarkıcı. Henüz kötü veya iyi diyemeyiz. Bi en azından 20sini doldursun ki kişiliği,sesi otursun, anlayalım ne olduğunu.
Kendisinin son klibinin illüminati işi olduğu ve buna hizmet ettiğiyle ilgili bir yazı okumuştum. Daha ufak yaştaki çocukların seksi kıyafetler ve imgelerle seksi profiller çizerek o çocuklar üzerinden pedofiliye hizmet ettiğini anlatıyordu. Özellikle amerika'da hannah montana mı neydi bir çocuk vardı. Heh hatırladım miley.
Bu kız önceleri gayet masum bir profil çizerken yaş aldıkça seksi bir profile evrildi. Her türlü erotik işin içinde bulundu. Küçüklüğünden beri onu takip eden çocuklar ise bu değişimi normal karşılamaya ve bu yaşantı tarzını benimsemeye başladı.
Kazın bir diğer ayağı ise pedofili. Gayet yaşını almış çocukluktan çıkmış bu isimler, çocuk gibi giydirilip, çocukça hareketler yaptırılıyor. Bu da rahatsız, pedofiliklere hizmet ediyor.
Çok iğrenç şeyler dönüyor ve hadi oradan be ne salladın demek bunlara göz yummak gibi. Algı böyle bir şey. Fark etmeden işliyorlar. Bilinç altında zemin oluşuyor. Özellikle küçük yavrucakların.
hayret verici bir şekilde son iki şarkısını beğendiğim şarkıcı idi. sonra hayretimin sebebini anladım. birinci şarkısı yıldız tilbe cover, ikinci şarkısı bergen'den arak.
28 Mart 2000 tarihinde, Konya'da dünya'ya geldi. Annesi Havva Tilki Trabzonlu, babası Mehmet Tilki Konyalıdır. Kız kardeşi "Ayça Tilki"dir. 19 Ağustos 2016 tarihinde çıkarttığı "Cevapsız Çınlama" isimli single çalışması ile Türkiye'de ses getirmiştir. Genç yaşında güzel bir başarı yakaladı ve başarısına başarı katarak ilerlemeye devam etmekte. Şahsıma konuşacak olursam, davranışlarından anladığım kadarıyla henüz kişiliği oturmamış. Ben bu durumu saygıyla karşılarım ve zamanla düzeleceğini düşünüyorum. Tabii seveni kadar sevmeyeni de var Türkiye'de. Türk milletinin, beni dehşet şaşırtan bir özelliği var; kendi toprağının insanına destek olacağına ölümüne köstek olur.
Bu hafta içerisinde vermiş olduğu Düzce/Akçakoca konseri ndeki "Gülpembe" performansı ile adeta aklımı başımdan aldı. < < < Özellikle " 0:59 - 1:13 " arasını vurgulamazsam gerçekten içimde kalacak. "İnanamadık Gülpembe!"deki "Gülpembe"nin kusursuz dansı, akabinde "Bizim iller sessiz."e bağlanan sağ kol işaret hareketi. Gerçekten diyecek hiçbir şey yok. Bu yeteneği farkedebilmek-gözlemleyebilmek için "Müzik insanı" olmak gerekiyor galiba. Umarım ki çizgisini hiçbir zaman bozmaz; şöhreti, kişiliğinin önüne geçmez.