günlük doldurtmak çok popülerdi bizde. eğer yazı yazdığın yerin yanındaki sayfa boşsa o kişiyi seviyorsun, eğer ilk sayfaya yazdırıyorsan o kişiyi çok seviyorsun. ama eğer ilk sayfaya kocaman kalp çizip bu sayfa yaşar abi için ayrılmıştır diye içine yazıp zaten ilk sayfanın yarısını çoktan kapladıysan o kişiyi çoook seviyorsun :d
ehem ehem, hazır yazışken almanyadaki bacanağıma ve ilk sayfadaki tüm ilk aşklarıma selam gönderiyorum. evren? evren dinlemiyor musun? +_+
Sac cekmek erkekler icin kizlar icin dil cikarmak ya kola girmek. Lisede erkekler ufak capli gidiklama ve boynuna sarilmalara basvururken kizlar bakip bakip kikirdiyorlar.
günümüzde daha farklı olan yollardır. hatta yol bile değildir. kardeşim(9) geçen kıza direkt seni seviyorum demiş. kız duymamış. bir daha cesaretimi nasıl toplayacağım diye ağlıyordu en son.
Sevdiğine adı ve soyadı ile hitap etmek. Diğer arkadaşlara genelde ya adı ya lakabı ile seslenen ben, ona lakap takamazdım. Sadece adı ile hitap etmek de çok samimi kaçardı. Cüret edemezdim:)
Sınıfta yan sıranı ona ayırmak. İlkokul 2 deyken sıralar üçerliydi. Okulun yanlış hatırlamıyorsam 4. 5. Günü. Eceydi adı. Sınıftaki öğrenci sayısı tam sıraları dolduracak kadardı. Yanımdaki çocuğu dövüp o gün okuldan göndermiştim. Ece yanıma otursun diye. Sonra o da gelmemişti son derse. Sabah çocukla birlikte geldiler. Meğer ikiziymiş. Yine utanmıştım. İtiraf gibi oldu.
"senin yanında olunca sanki her şeyi yapabilirmişim gibi hissediyorum" demiştim.
ikinci sınıfa daha yeni geçmiştim; öğretmen sınıfta kızlı-erkekli oturma düzeni oluşturunca bizi de yan yana oturtmuştu. hem sıra arkadaşıydık hem de aynı apartmanda oturuyorduk.
bir defasında da "gözlerine bakmak hoşuma gidiyor" demiştim. her ikisinde de sadece gülümsemişti; ama ben gözlerimi kaçırana kadar da bakmaya devam etmişti her defasında.
ama en güzeli "saçların çok güzel kokuyor" dediğimde ertesi sabah, saçından bir tutam kesip, bir mendilin içinde bana vermesiydi.