çıkmadan önce bir beyniniz olduğundan, onu yanınıza aldığınızdan emin olun.
son günlerde "dünya aslında iyilikle dolu, bırak bu önyargıları" insanları arttı çevremde. seyahat uyarılarına, kendilerinden önce yazılanlara aldırmadan olmadık ülkelere bodoslama gidiyorlar. öyle bir yetiştirilmişler ki bunların kitabında dünyadaki tüm sorunlar, kan, vahşet hep yanlış anlaşılmaların, karşıdakine sevgiyle yaklaşmamanın sonucu. bunlar bir gülümseyecek, bir fotoğraf çekecek ve dünyaya barış gelecek. gambia'daki savaşta geçen sene ölen 40 bin insan bunu akıl edememiş mesela, bunları bekliyor. "medeniyet getiren beyaz adam" sendromunun küçük burjuva versiyonu.
amerika'lı bir bisikletçi çift "herkesin özünde iyi" olduğunu kanıtlamak için tacikistan'da ışıd bölgesine girdi geçen haftalarda. öldürüldüler. hayatları boyunca karşılaştıkları akıl almaz kibarlığın dünyadaki refah piramidinin %1inde yer almalarından değil, insan doğasından kaynaklandığını sanıyorlar. öldürülmeden önceki son tvitleri vegan yemek bulamamaları hakkındaymış. al buyur.
Türk bir arkadaşım kolombiya'da hem soyuldu, hem dövüldü bir hafta kayıp gezdi. öldürülmemesi tamamen karşıdakinin üşengeçliğinden, o anki ruh halinden . şehrin "güvenli" hattından çıkıp gezmeye çıkmış. onlar hep önyargı çünkü, insanlarla konuşmayı onlara değer vermeyi bilene koymaz. yarrağımı koymaz.
şimdi "bunlar anektodal bilgi, benim teyzeoğluna birşey olmadı" diyen cin çıkar. allah aşkına yola çıkmadan en kötü lonely planet'dan falan uyarıları okuyun.
şu doların artmasına en çok memleketin bu ayar gençlerinin zirzopluğunu azalacak diye seviniyorum.
sırf ucuz diye pirenin çıyanın içinde yatmayın, parazitler, sarılık fena belalar diyeğim, o da başka yazının konusu olsun.