Hilye kelimesi “Süs, ziynet, cevher, güzel sıfatlar, güzel yüz” anlamınadır. Bu bakımdan hilye, şemâil-i şerîfin (Peygamber (sav)’in beşeri ve fiziki özelliklerinin sahabe diliyle anlatıldığı rivayetler) hüsn-ü hat ile kağıda dökülmüş halidir. Hz. Peygamber'in böyle sanatkârane anlatımı 17. asırda, Osmanlı’da, ortaya çıkmıştır. Yani İstanbul bu sanatın merkezi olmuştur. İlk hilye-i şerif, Kayışzade Hattat Hafız Osman [1642-1698] tarafından tasarlanıp yazılmıştır.
divan edebiyatı türlerinden biridir. hz. muhammed'in fiziki özelliklerini anlatan övgü dolu düşüncelerin, rivayetlerin, duyulmuş, okunmuşlukların tekrar tekrar tecrübe edilerek yazılmasıyla hilyeler oluşur. islamiyette resim sanatının genel olarak şirk sayılması resim sanatın gelişmemesine sebep olmuştur. bu yüzden yazılı tasvir ön plana çıkarak bu şiir türünün ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. şairler hilyeleri oluştururken yazdığı kağıdı süslemeye önem verir. genellikle kutsal topraklardaki bazı kutsi frekansı yüksek yerlerin çizilmi şekli içerisine beyitler dizilir. içerikler güzel ahlaka, yaşam tarzına, allah tarafından övüldüğüne değinilmesi türün bir siyer görünümü almasına sebep olsa da peygamberin hayatını baştan başa anlatmaması noktasıyla siyerden ayrılır.