çeşitleri yazılmış ama aslen ne olduğunu yazmaya kimseye tenezzül etmemiş bu meretin. belki de bilmeyen olmadığı içindir. ki hakkat bilmeyen de yoktur. tansiyon esasen kan basıncıdır. yani damarlarda dolaşan kanın damar içerisinden hangi güçle geçtiğinin göstergesidir. yaşa bağlı değişmekle birlikte büyük tansiyon 12 küçük tansiyon 8 diye bilinir halk arasında. aslında birim itibarı ile 120 ile 80'dir onlar mmhg cinsinden ama birine tansiyonun 120 derseniz kalpten gidebilir. halk olarak sıfırları atmışız, doktorlar da bize katılmışlar.
şimdi bu meret doğal olarak bende de var. ama benimki doğal olmayan düzeydeymiş ki ben bunu yeni öğrendim. ki burada paylaşmak istediğim esas mevzu bedenin buna uyum sağlaması. şöyle ki. tansiyonum düşmüş gibi hissettiğimde evdeki tansiyon ilacıyla ölçerdim hep. ve her zaman tansiyonum gayet normal çıkardı. bu çok uzun süre böyle devam etti. ne zaman ki doktorun dayadığı tansiyon hapını içtim ve bedenimin bu yeni duruma alışması biraz zaman aldı ki o aralıkta farkına vardığım yalın gerçek benim için düşük tansiyonun normal tansiyon olduğu idi. yani ben hipertansiyonu normal algılayacak kadar tansiyona adapte olmuşum. e ne var canım bunda diyebilirsiniz. demeyin. kalp yetmezliğine sebep olabilir ve bunun geri dönüşü yok.
doktordan öğrendiğim bir ipucunu da paylaşmak istiyorum. doktor bana dedi ki "senin bacakların ne zamandır su topluyor?" ben de ona dedim ki "ne su toplaması?" işte o noktada benim mal olduğumu anlayan doktor dayadı ilacı. ipucu şu. bacağın ön tarafında, kaval kemiğinin üstüne baş parmağınızla bastıyorsunuz kısa bir süre. parmağı çektiğinizde parmağın açtığı çukur orada öylece kalıyorsa bu bacaklarınızın su topladığı anlamına geliyor ki öğrendiğim kadarı ile uzun süre hipertansiyona maruz kalmanın doğal bir getirisi bu.
bir tansiyondan ne çok şey yazdım durduk yere. darısı triglesirid ile ldl'nin başına artık. henüz onlarda ilaç başlamadı. az ye diyorlar. e su toplamışım sadece, yoksa kilom ideal. sumocular için.