hayattan, eylemlerden , duygulardan , düşüncelerden vs. alınamayan zevk , şevk , enerji , motivasyon eksikliğini belirtmek için kullanılan söz öbeği. şu aralar özellikle ülkemiz üzerine bolca serpilmiş ve kimsenin parmağını oynatacak hali dahi kalmamıştır bu sebeple. bakıyorum da sözlük de bu ölü toprağından nasibini fazlasıyla almış. umarım herkes atar üzerinden ve güzelce bir silkelenir en kısa zamanda ne diyeyim...
ölü toprağını üzerimizden atmak için yapılabilecek şeyler de şunlardır: temiz hava ve güneş ışığı almak, suyla ve toprakla temas etmek, hareket etmek (dans, yoga, egzersiz...), bulunduğumuz yeri düzenlemek/temizlemek, modu yükseltecek bir şey izlemek ve dinlemek.
herkese genellikle mevsim değişimlerinde iner ölü toprağı, bu dönemler de öğrenciler için sınav dönemi, çalışanlar, hele de kamuyla ilgili birimlerde çalışanlar ya da o birimlere bağlı iş yapan meslek gruplarına "sene sonu işlemleri"nin yaklaşması, yıl sonu devirleri, hesaplar, kitaplar, yıl boyu yapılanların değerlendirilmesi, "bir yılı daha devirdik, peki ne başardık?" sorgulamalarının yapılması nedeniyle ölü toprağının öbek öbek üzerimize yığıldığı, hiçbir şeye yetişememeye rağmen hiçbir şey yapacak halinin olmadığı dönemler.
ama bunu silkelemek için yapılacakları da biliyoruz, en basidinden bunu hissettiğimizde yerimizden kalkıp bir elimizi yüzümüzü yıkasak, su içsek bile biraz modu değiştirir. dağlara, gökyüzüne, güneşe, denize bakalım, ölü toprağı da doğaya karışır, gider.