Page 20 - kulzos dergi 2. Sayı
P. 20
sanat
@laedri
SANAT
SANATIN HİKAYESİ
Günümüzde büyük ‘s’ harfiyle yazılan yüce bir sanat anlayışı var. Bu Zamanın getirdiği gelişimler bu tanımda kırılmalara yol açmıştır. Fo-
şekilde tanımlanan sanat güzel sanatlar (fine arts) olarak da isimlendi- toğraf makinesinin icadı bu kırılmada önemli bir faktördür. Görüneni
rildi batı dillerinde, mazide kalan bir dönemde. Başlangıçta sanat ve iki boyuta aktarma konusunda en iyi ressamdan bile başarılı olan, seri
zanaat ayrımı yoktu. Bugün sanatçı ile zanaatkar arasında bulunan olarak üretim yapabilen ve çok kısa sürede ortaya bir mamul çıkaran
ayrımın ortaya çıkışı oldukça geç bir döneme denk gelir. Zanaatkar fotoğraf makinesi, bilinen anlamda resim sanatı üreterek geçinen res-
derken bunu açalım. Fine arts kavramının daha altına yerleştirilen ve samlarda büyük bir yenilgi duygusu yaratmıştır.
minor arts olarak tanımlanan zanaatlar daha çok süsleme ve kullanım
eşyasına estetik katma amaçlı üretimlerdir. Bu noktada arayış başlar. Bu arayışın ulaştığı ilk nokta “empresyonizm”
dir. Türkçe ismiyle izlenimcilik. Kendini sanatçı olarak tanımlayan
Orta Çağ ve Rönesans boyunca sanatsal üretim bu iki kavram arasında insan ilk kez, gözün gördüğünü değil, kendi gözüne görüneni,
ayrım gözetmemiştir. Fonksiyonu olmaksızın yalnızca estetik amaç- gördüğünün kendisinde oluşturduğu izlenimleri yerleştirir tuvale. Ve
larla üretilen resim ve heykel gibi ürünlerin sanat olarak tanımlan- tabii ki mevcut duruma tutunarak ayakta kalma konusunda azimli
ması, daha önceleri benzer kurumların varlığından söz edilebilse bile olan akademik anlayış tarafından reddedilir. Fransız akademisinin
Fransız Akademisinin kuruluşuyla başlatılır. geleneksel yıllık sergisine kabul edilmeyen sanatçıların bir araya
gelerek açtığı “Salon de Refusee” sergisi bu reddedilişin semeresidir.
Daha önceleri lonca sistemleri içinde usta çırak ilişkisi çerçevesinde
verilen sanat eğitimi, bu akademinin kurulmasıyla farklı bir yön ka- Günümüzde pek popüler olan bohem sanatçı kavramı da bu dönemin
zanmış ve hem eğitim okullaşmış hem de sanat zanaat ayrımı yapıla- ürünüdür. Akademik sistem içinde belirli tarifelerle ve genellikle sipa-
rak akademik anlamda güzel sanatlar üretimi tanımlanmıştır. riş olarak iş üreten sanatçıların tuzu kurudur. Yenilikler, reddedilenler
ise “sanat benim için budur ister al ister alma” dayatmasıyla ürettik-
Sanatın hikayesinde bu da yalnızca bir dönemdir. Değişim, dönüşüm leri, bugün milyon dolarlara alıcı bulan resimlerini satmakta büyük
ve gelişme hayatın her alanında olduğu gibi sanatta da etkilerini gös- zorluk çekerler. Buna rağmen, sefil hayatlar sürdürmek pahasına fikir-
termiştir. Akademinin tanımladığı geleneksel anlamıyla güzel sanatla- lerinden ve yaptıklarından geri adım atmayı da kabul etmezler. Ne var
rın amacı görüneni en başarılı biçimde iki boyutuyla tuvale aktarmak ki kendi yorumlarıyla dahi olsa her şeye rağmen empresyonistlerin
ya da üç boyutuyla heykeller üretmektir ki bu yaklaşım mimetik sanat resimleri görüneni tuvale aktarmak üzerinedir.
olarak adlandırılır ve sınırları bellidir. Bu dönemde Paris kafeleri, meyhaneleri son derece üretken fikir tar-
18 09/18