Gayrimenkul piyasası bir anomalidir. Son birkaç haftadır beşiktaş civarından satılık ev bakıyorum ve şunu gördüm ki bu şehirdeki evler prestijlerinin ve haklarının çok üstünde değer görüyor. Ayrıca tüm evlerin fiyatları da euro/dolar üzerinden konuşuluyor ama şöyle bir sıkıntımız var ki evler euro bazında bile avrupa'nın büyük şehirlerine göre pahalı.
Az buçuk kenarda köşede biriktirdiğim bir parayla yeni yapılmış yani deprem meprem uğraştırmayacak bir ev almak istedim ve sarı siteyle birlikte emlakçıları da geze geze biraz bilgi topladım diyebilirim ve avrupa'daki emlakçının yaptığı çalışmayla da kıyaslayarak size bir resim çizeceğim.
Beşiktaş ilçesi istanbul'un en turistik ve merkezi ilçelerinden bir tanesidir ve yeni bina sayısı da azdır ayrıca kira çarpanı da yüksektir yani amortisman süresi uzundur. Aynı şekilde barselona'nın diagonal ve paral-lel adlı iki en büyük caddesi de şehrin en turistik bölgelerinden geçen caddelerdir. Beşiktaş'ta gezdiğim evler arasında öyle fiyatlandırmalara şahit oldum ki aklım çıktı, örneğin abbasağa parkı yanındaki 50 m² net olan 1+1 dairenin fiyatı 295.000€. Yine yıldız mahallesinde 45m² net 1+1 daire için istenen fiyat 294.000€. Yıldız mahallesi ya da abbasağa gibi nispeten yüksek "şerefiyeli" yerlerdeki 2+1 fiyatlarıysa 340.000€-360.000€ bandında. Ihlamurdere caddesi üzerindeki ve etrafındaki 1+1 fiyatları yaklaşık 260.000€-270.000€ civarlarında ve 2+1 daireler de yine 285.000€-300.000€ civarlarında. Tabii ki daha ucuz evler de var, eğer eksi kotta oturmayı veya it bağlasan durmayacak eskilikte binalarda oturmayı kabul ediyorsanız. Bu fiyatlara artık emlakçılar bile itiraz ediyor hatta bizzat emlakçının ev sahibiyle kavga edip "bu fiyata burayı satamazsınız, sonra gelip bana yüklenmeyin." Diyerek isyan ettiğine şahit oldum.
Bu fiyatları görünce de insanın aklına şu fikir geliyor: arkadaş ben giderim la sagrada familia'nın dibinde, barselona'nın en büyük iki caddesinin birinin üzerinde yer alan ve sahile 20 dk mesafede olan 90m² net, temiz bir 2+1 alırım. Hem de 300.000€ gibi bir fiyata mümkün olabiliyor bu. Üstüne ispanya mülk alana oturum verdiği için ekstradan bir de ispanyol oturumum olur, daha bir rahat takılırım. Hem barselona'yı da seviyorum, çok güzel bir şehir. Emlakçının raporuna göre de öyle bir evin tahmini kira geliri aylık 1400€-1800€ civarı. Gider oradaki evi kiraya verir, kendi ülkemden de mülk almak yerine 1000€ kiraya verip kalanı da yer içerim. Cidden soruyorum size, istanbul barselona'dan daha mı prestijli bir şehir? Bu fiyatları nasıl reva görüyor mal sahipleri? İnsan kendi ülkesinden mülk alamayacak hale gelir mi?
Bakın yine bir örnek vereyim eğer ispanya kesmediyse. Hollanda'da la haye diye bir yer var. İstanbul'a göre çok küçük (yaklaşık 1.5 milyon nüfusu var), sakin ama her şeyin bulunabildiği ve turistik yerleri de olan ve idari olarak da önemi büyük ama kendi küçük bu şehirde 324.870€ ile 850m² alan uzerine inşa edilmiş 205m²'lik 4+1 müstakil bir ev alabilirsiniz. Bana 1500€-1600€ bandında kira getirisi olacağını rapor eden emlakçım sayesinde de türkiye'de kirayı dert etmeden yaşayabileceğinizi öğrenmiş bulunuyoruz.
İnsan kendi semtinde, şehrinde yani ülkesinde ev alamaz mı ya? İlla kazıklanmayı göze almak mı lazım? Bu fiyatlandırmanın gözümde makul bir hale gelebilmesi için bana "arz-talep abiiiiğğ" dışında bir argümanı olanlar açıklama yapabilir mi? Sinirden saçımı sakalımı yiyeceğim ya.
Edit: fiyatların ne kadar uçuk olduğunu paris üzerinden örnek vererek tekrar göstereyim. Le malais'de (quartier latin'in paraleli), 1+1, 46m² net bir daireyi 300.000€ civarına alabiliyorsunuz veya ikinci arondismanda louvre'un dibinde 320.000€ ile kendinize çatı katı bir stüdyo daire alabilirsiniz ki paris'teki ev fiyatlarının yüksekliği malumunuz. Hem de benim bu bahsettiğim yerler paris'in kalbi diyebileceğimiz hatta demezsek yanılacağımız yerler. Sabah oldu hala sinirliyim arkadaş ya.