İnat etmek, ayak diremek anlamındaki Nuh deyip, peygamber dememek ve çok eski, çoktan modası geçmiş, köhnemiş anlamındaki Nuh Nebi'den kalma deyimlerinde geçen bir söz.
Örnek kullanım: Tüm ricalarına rağmen karısı Nuh diyor peygamber demiyordu. (A. Kulin)
Nuh un allahın emir ve buyruklarını 1000 yıl boyunca kavmine anlatmaya çalıştığı söylenir. Oğulları Ham, Sam ve Yusef babalarına iman edip, onun her buyruğunu yerine getirirken diğer oğlu Kenan, Nuh a inanmamış ve ona iman etmemiştir. Kavmindeki başka kimselerle birlikte Nuh u aşağılayıp, alay etmişlerdir. Nuh bir gün olanlara dayanamaz ve kavmini allaha şikayet eder. Allah ona bir gemi yapmasını buyurur ve yardımına cebraili gönderir. Her hayvandan bir dişi bir erkek olmak üzere iki adet gemiye koymasını söyler. Gemi bittiğinde Nuh, söylendiği gibi her hayvandan iki adet gemiye yükler ve iman eden, inanan herkesi gemiye bindirir. Sonra bir tufan kopar. Yer yarılır, gök dağılır ve tüm yeryüzü sular altında kalır. Bütün inanmayanlar sular altında kalır ve boğulur. Günlerce suyun üzerinde kaldıktan sonra Ağrı dağının Cudi tepesine gemi oturur. Nuh bir pencere açar ve bir güvercin gönderir. Güvercin hiç bir şey olmadan geri döner. İkinci kere güvercini gönderdiğindeyse bu sefer güvercin ağzında bir zeytin fidanıyla gelir. Suların üzerinde kaldıkları uzun süre sonucunda yiyecekleri nerdeyse bitmek üzeredir. Kalan tüm yiyecekleri bir kazana atarlar ve bir çorba yaparlar. Bu çorbaya aşure denir.