beşiktaş, lyon'a elendiği ertesi gün "tarih bir kere yazılır" diye üzücü bir tweet göndermişlerdi. ne diyeyim epey sövmüştüm o gün ama kimsenin üzüntüsünü kullanmak beşiktaş taraftarına yakışmayacağı için tekrardan geçmiş olsun diyorum.
keyif sigarası yakarak maçını izlediğim takım. galatasaray'ın yenilmesi benim açımdan 3 orgazma eşdeğer. umarım bir gol daha yerler de yenilerek elenirler. ülke puanı mı ? sittir et fener beşiktaş toplarız biz ikimiz.
benim şahsi fikrim dursun özbek yönetimi ile beraber ciddi anlamda bir vizyon kaybı yaşamıştır, ffp kuralları gereği avrupa'dan uzak kaldığı sezonu yeniden yapılanma için değerlendirseydi şu anda taraftarı yönetime bu kadar tahammülsüz olmazdı.
günümüzde futbol takımları artık birer işletme oldular, bundan 30 yıl önceki amatör ruh ve anlayış ile başarılı olabilmek gerçekten tesadüf olur, lisans anlaşmaları, futbolcuların ve takımın imajı,marka değeri ve bunların pazarlanması. galatasaray uefa kupası ve süper kupa döneminde yakaladığı marka değerini o zamanki yönetimlerin (faruk süren, mehmet cansun, özhan canaydın, adnan polat) çekişmesi sonucu pazarlayamadı ve sportif başarıları ile beraber kazanmış olduğu potansiyelini değerlendiremedi; akabinde 2. terim dönemi ve sonrasındaki düşüş sürecinden sonra takımın başına büyük ümitler ile ünal aysal, ali dürüst, a. albayrak üçlüsü geldi.
ünal aysal döneminde galatasaray camiasında çok acayip işler oldu, o dönemi daha bol vaktimizin olduğu bir zamanda uygun bir başlık altında geniş geniş anlatmak lazım, gerçekten dizi senaryolarında görebileceğiniz hadiseler koskoca galatasaray camiası içerisinde gerçekleşti.
sonrasında takımın başına emaneten geçen duygun yarsuvat koltuğu dursun özbek'e bıraktı. kısaca sizlere şunu söyleyebilirim galatasaray'ın geçmiş dönemi ve başkanları incelendiğinde dursun özbek yönetiminin de emanetçi olduğu takımı isteseler yada istemeseler de bir noktaya götüreceği ve sonrasında kulübün başına perde arkasındaki toplantılarda belirlenmiş bir elit başkanın geçeceğini tahmin etmek camiayı birazcık bilenler için çok da zor olmasa gerek.
dursun özbek'in olayı kendi lehine çevirebilmesi için tek çare finansal açıdan takımı bir noktaya getirebilmek ve sonrasında arkasına alacağını rüzgar ile camianın dinamiklerine göre değil kendine göre bir yönetim anlayışı ve ekip ile takımı ancak o zaman yönetebilir.
şimdilik söyleyeceklerim bu kadar, galatasaray güzel günler görecek fakat güzel günlerin gelişi biraz sancılı olacak.
sabah saatlerinde resmi hesabın uefa kupasıyla attığı günaydın mesajı saçma bi hareketti.ülkenin tek başarısı kabul ama kaç sene önce alınmış o kadrodan oyuncular fetö ile suçlanmış.şampiyonlar liginde zar zor aldığı 1 puanı da hatırlatmayı biliriz ama yapmayız.
neden yapmıycağımızı herkes biliyor ama şimdi buraya yazınca modlar siliyor neyse anladınız siz.
kulüp ve taraftar olarak (genelleme yapmıyorum bu arada) hâlâ 17 sene önce aldıkları kupanın mastürbasyonunu yapan takım. beşiktaş 3-4 senedir avrupa'da bir şeyler yapmaya çalışıyor, ne zaman elensek, ya da fenerbahçe elense bunlar piyasaya çıkıp "ehehe ezikler nah alırsınız bunu bizim var ihihi" demeye başlıyor. 2 hafta önce başakşehir'den 4'ü başka bir takım yedi sanki.
ali sami bey'in edebiyat sınıfında 1905 yılında kurmuş olduğu türkiye cumhuriyeti'nin en büyük ve güzide spor kulübü kuruluş amacı'' türk olmayan takımları yenmek'' mottosunu çoğu branşında yerine getirmiş ve avrupa kupaları kazanarak taraftarının göğsünü kabartmış camia