An itibariyle herkesin ligde en iyi ihtimalle 3. olacağını düşündüğü ve suni bir liderlik sahibi olduğunu beyan ettikleri galatasaray'ın şampiyonluğu tescillenmiştir.
21. şampiyonluk hayırlı olsun, umarım siyasetten temizlenmiş ve öz benliğine dönmüş, kaliteli sezonların başlangıcı olur bu.
Buradan her hafta şampiyon olacağımızı söylediğimde, inatla göreceğiz diyen @larden loughness'e teşekkür eder @morgase reyizle holleyli holleyli yaparım ehheh :)
halı saha maçlarında daha iyi oyunculardan kurulu takımlar neredeyse her zaman maçı kazanır. çünkü, yapılması gereken tek şey kendi oyununu oynayıp rakibe de bunu kabul ettirmektir. o nedenle özel bir turnuva vesaire söz konusu değilse, halı saha takımlarını kenarda yöneten kimse olmaz. oyuncular çıkarlar, kondisyonları da iyiyse, bildikleri gibi çatır çatır oynarlar ve maçı kazanırlar.
tudor'lu galatasaray da işte bu anlattığım halı saha takımı. çünkü hemen hemen aynı kalitede, ya da yakın, ya da biraz daha üstün bir takımla karşılaştığında başı olmayan tavuk gibi ne yapacağını bilmez bir halde sahada duruyor. haliyle ya kaybediyor, ya da berabere bitiriyor.
bence böyle bozmadan devam etsin. evet, fenerliyim.
ali sami bey'in edebiyat sınıfında 1905 yılında kurmuş olduğu türkiye cumhuriyeti'nin en büyük ve güzide spor kulübü kuruluş amacı'' türk olmayan takımları yenmek'' mottosunu çoğu branşında yerine getirmiş ve avrupa kupaları kazanarak taraftarının göğsünü kabartmış camia
geçen şaibeli bir maçla şampiyon olmuş (3-2'lik rize maçı), bu sene de kayırmalara devam edilen takım. hakkıyla şampiyon olana sözümüz yok ama böyle giderse bu ligi kimse izlemez. bunu hangi takıma yaparlarsa yapsınlar bunu dile getirmek lazım.
bir fenerbahçeli olarak en sevmediğim takımlar listesi yapacak olsam trabzonspor'un da önünde açık ara zirveye yerleştiririm kendilerini. o denli sevmem. o denli umursamam. lakin mevcut yönetiminin yaptıkları, beni bile rahatsız etti. "beter olsunlar!" diyip geçemedim. çünkü türk futbolunun kurtuluşu için bu geri kafalı yönetim anlayışının sona ermesi zaruri.
belhanda denen adam geldiğinden beri problemli. çünkü taraftarın çok sevdiği bir isim henüz gönderilmemişken getirilip onun forması verildi kendisine. o formayı giydi diye de taraftar ondan on numara performansı bekledi. ama belhanda öyle bir oyuncu olmadı hiç. umursamaz göründü. gereksiz kartlar gördü. taraftara küfretti. yönetimin indirim talebini kabul etmedi falan filan. bununla birlikte cimbom orta sahasının bence en önemli isimlerinden birisi oldu. çünkü onsuz bir orta saha yeterince yaratıcı olamadı. yeterince etki sağlayamadı çünkü kadroda alternatifi yoktu. hala da yok. ve bu sene sözleşmesi de bitiyordu.
şimdi bu adam, maçtan sonra çıkıp doğruları söyledi diye, sözleşme sonuna aylar kala, yönetim tarafından gönderildi. taraftara küfür ettiğinde gönderilmedi. ancak yönetime sosyal medya ile uğraşacağınıza şu sahayı düzeltmeye uğraşın anlamına gelen şeyler söylediği için gönderildi. onun haddine midir bunu söylemek? değil belki. söylememesi gerekir belki. cezayı hak eder belki. ama sözleşmesi zaten bitmekte olan bir futbolcu, taraftarla arası da pek iyi olmadığı için, benzerlerini hatta daha ağırlarını söyleyen terim'e dokunamayan, dokunmaya cesaret dahi edemeyecek olan yönetim tarafından sadece gösteriş olsun diye gönderildi. takım şampiyonluğa oynarken hem de.
şaka gibi ama gerçek. sanıyorum kalan futbolcuları robot sanıyorlar. şimdi ben muslera, marcao, sarachi falan olsam, bir sonraki maçtan sonra çıkar aynı cümleleri dile getiririm. bakalım onları göndermeye de yürekleri yetecek mi?
galatasaray, her ne kadar zerre sevmesem de, türk futbolunun en önemli parçalarından birisi. ve böyle bir parçanın, tek amacı kendi pr'ını kasmak olan insanlarca yönetilmesi, sadece galatasaray'ın değil, türk futbolunun kaybı.
son olarak bu rezalete de imza atan bu adamlar dilerim en kısa zamanda paket edilip tekrar dönmemek üzere gönderilirler.
gidişatı pek de iyi durmuyor kendisinin. işin açıkçası ben burak elmas ile işlerin iyiye gideceğini düşünmüştüm ancak yaz dönemi romenlere harcanan paraları gördükten sonra bir şüpheye düşmedim dersem yalan olur. evet cimbomda hagi ve popescu gibi romenler oldukça iyi iş yaptılar ancak sonrasında gelen romenlerin pek o kadar başarılı olamadıkları da aşikar. hal böyleyken, gençleştirme operasyonu adı altında, 20 yaş üstü adamlara harcanan yüksek rakamlar ürkütücü. işin garip yanı halen kendileri de ne yaptıklarını bilmiyorlarmış gibi bir durum var ortada. kaldı ki sezon başı 30 milyon euro civarı borcun altına giriyorsun ama maaş ödemekte bile zorlanıyorsun. mayıs ayında kredi borcunun ilk ödemesi olan 250 milyon tl nasıl ödenecek, bana bile dert oldu. ki fenerliyim. burak elmas da bir ali koç değil. faruk süren'in damadı olmak dışında necidir bilmem.
terim ile işlerin yürümeyeceğini, artık eski hocaların devrinin kapandığını düşünen birisiyim. yani ne bileyim mourinho bile ıskartaya çıkmış gibi duruyor. hal böyleyken terim, denizli, güneş gibi eski nesil hocaların kendilerini geliştirmeden bir şeyleri değiştirmeleri ve geliştirmeleri mümkün değil bence. haliyle çıkış noktası en başında hatalı olan bir yönetimin, zaten sıçmışken halen sıvamasına şahitlik ediyoruz. ve bu durum gerçekten düşündürücü.
küme düşer mi düşmez mi bilmiyorum. açıkçası küme düşeceğine pek ihtimal vermiyorum. mutlaka bir yerlerden bir yardım eli uzatılacaktır. en kötü pandemi dönemindeki gibi bişi bulunur. ülkenin en büyük camialarından birisi sonuçta. bununla birlikte özellikle 1, 6 ve 8 numara problemlerini çözmeden bu riski sonuna kadar yaşayabilir. yani halı saha maçına çağırmayacağınız adamı muslera'nın arkasına ikinci kaleci olarak koyamazsınız. iyi niyetle 6 numara oynamaya çalışan ama 6 numara oynamakla alakası olmayan taylan'ı suçlayıp duramazsınız. jailson'u stoper oynatan zihniyeti suçlamanız gerektiği gibi taylan'ı 6 numara oynatan zihniyeti suçlamanız gerekir. aynı şekilde öyle ya da böyle ligin en iyi 8-10 numarası sayılabilecek belhanda'yı gönderip yerine yardımcı oyuncu rolüne uygun romenleri alanları suçlamanız gerekir. sahada liderlik yapmasına umut bağladığınız arda turan aslında 4-5 sene önce futbolu bırakmışken, feguli sezonda 5 maç iyi oynayacak mı diye ona dünyanın parasını veriyorken, sol kanat oynayamayacağı aşikar babel'e kaç yaşından sonra kaç senelik garanti kontrat yapmışken, ve bu takımı yıllardır yöneten hoca durmadan ocak, haziran, ocak, haziran derken, suçluyu dışarıda arayamazsınız. ha eski yönetime de kızıyorlar. daha eski olana. hani şu feguli, belhanda, fernando, gomis, maicon, mariano'yu falan alan adamlara. bunca yıl o kadronun ekmeğini yemişken buna da hakkınız yok. belhanda'ya teklif varken satmayan ama sözleşmesini fesh edenleri suçlamanız lazım. ya da falcao'ya bir takım parası ödeyenleri. ve devamında gelen bu yeni yönetimi.
neyse, çok yazdım hakkında. işleri zor. bir fenerliye bile dert olduysa, cidden zor.
kulüp ve taraftar olarak (genelleme yapmıyorum bu arada) hâlâ 17 sene önce aldıkları kupanın mastürbasyonunu yapan takım. beşiktaş 3-4 senedir avrupa'da bir şeyler yapmaya çalışıyor, ne zaman elensek, ya da fenerbahçe elense bunlar piyasaya çıkıp "ehehe ezikler nah alırsınız bunu bizim var ihihi" demeye başlıyor. 2 hafta önce başakşehir'den 4'ü başka bir takım yedi sanki.
beşiktaş, lyon'a elendiği ertesi gün "tarih bir kere yazılır" diye üzücü bir tweet göndermişlerdi. ne diyeyim epey sövmüştüm o gün ama kimsenin üzüntüsünü kullanmak beşiktaş taraftarına yakışmayacağı için tekrardan geçmiş olsun diyorum.
bir fenerbahçeli olarak canı gönülden tebrik ettiğim 2017-2018 şampiyonu. aynı zamanda 21. şampiyonluğunu alarak ligin en çok şampiyon olanı unvanını en az iki sene daha korumayı garanti altına aldı.
dün akşam itibarı ile şampiyonlar ligi defterini kapattı. hasbelkader lokomotiv son maçını kazanır, galatarasay ise kaybederse avrupa ligi defterini de kapatacak. gomis şampiyonlar ligi için yeterli olur mu diye sorulurken gomis olmadan hiç olmayacağını da göstermiş oldu.
transfer haberleri doğru ise 22 yaşında, 900 bin euro değerinde, portekiz'in önemsiz bir takımında oynayan stopere 3.5 milyon euro bonservis ödeyecek kulüp. umarım haber hatalıdır.
şöyle düşünün. fatih terim çıkıp saçma bir konuşma ile değeri 3.5 milyon euro olan serdar aziz'i istemediğini söyledi. yani adamı direkt çöpe attı. yönetimin satışta pazarlık şansını da bitirdi.
ikisini bir arada değerlendiriyorsun. elinde 3.5 milyon euro'luk bir stoper var. onu bırakıyorsun. değeri 900 bin olan stopere 3.5 milyon ödüyorsun. hem de bu şartlarda...
bu haber doğru ise, sadık çiftpınar'ı sudan ucuza almışız biz. 1.5 milyon euro eden adamı 400 bin euro nakit, ederi 300 bin olan yiğithan ve kiralık giden barışla aldık.
evet fenerliyim. sadece türk futbolu adına üzülüyorum. koskoca cimbom böyle yönetilmemeli. umarım kap bildirimiyle gelen bu haberde rakam gerçek değildir.
parasızlıktan kıvranıyor, diğerleri gibi. buna rağmen, fatih terim ali koç'a bozulduğu için, türk telekom stadyumundaki divan restorant sözleşmesi sahibi koç olduğu için fes ediliyor. hatta terim'in "paranız yoksa ben öderim tazminatı..." dediği rivayet ediliyor. bu fesih nedeniyle 500 bin dolar tazminat ödeyecek şimdi cimbom. şaka gibi lan? türkiye ekonomisinin lokomotiflerinden koç holdingi batıracaklar(!)
koskoca camia kimlerin eline kaldı ya... yaşlılar da ergene mi bağlıyor böyle?
Şampiyonlar liginden çıkmamayı garantileyen ve real madridden 6 gol yiyen spor klübu.
Milli takım ve diğer pekçok türk takımı gibi başarısız bir takımdır. Kendimizi nasıl geliştiririz diye uğraş vermezler. Gazla çalışırlar.
Çook uzun yıllardır futbola para vermeyi bıraktım. Uzun zamandır da takım tutmuyorum. Tavsiye ederim.
eyyam yokken ya da küfür yemiyorlarken(!) oynadıkları türkiye kupası maçından, alınlarının akı ile(!) paşalar gibi elenen spor kulübü. e napıcan, cücü de insan sonuçta. 3 günde bir gs maçına veremiyosun tabi.
Son iki maçta bekleneni terse çeviren takımım. Barçadan fark yer dendi, berabere kaldı. Beşiktaş gömer dendi, sahadan kalıntılarını kazıttı. Bu akşam da nef’te Barcelona takımını ağırlayacak. Çok ama çok zor bir maç olacak. Bizi önceki maç gibi hafife almayan bir Barcelona var karşıda. As kadrosu ile başlar Diye düşünüyorum bu sefer. İlk yarı gol yememeyi başarırsak, işi penaltılara bile götürebiliriz belki. %25 ihtimal. Yıllar sonra (neredeyse 10 yıl) Beni Bu kadar heyecanlandıran başka bir maç olmamıştı. Fanatikliği bırakalı çok olmuştu ama, özlemişim bu heyecanı. Sabahtan beri oturdum eski maçları izliyorum gözlerim dolu dolu. Arka planda şanlı Galatasaray şarkısı çalıyor. Ah be... güldür yüzümüzü... sokağa dökülelim bu gece.... ah be..... çok ama çok zor. Ama... ya tutarsa?