zerdüştlük inancına ait ibadet yerlerine denir. Bu yapılar açık alanda bulunup yapıların etrafında herhangi bir duvar bulundurma zorunluluğu olmadığı gibi duvarla örülmüş yapı şeklinde olanlar da vardır. Yapı şeklinde olanlar kare veya dikdörtgen şekilli olup genel olarak bir kubbeye sahip formlarda inşa edilmiştir. Ateşgede olarak belirlenen alanın içinde ve tam ortada sürekli yanan bir ateş bulundurulur. Bu, ateşe tapılmasından kaynaklanmıyor; ateşe kutsal bir anlam verilmesinden kaynaklanıyor. Çünkü ateş Zerdüşt peygamberin sembolüdür. Dolayısıyla bu inanca sahip olanlar, Zerdüşt peygamberin değerli gördüğü her şeyi kutsal bilir. (sabah namazına kalkmayı sağlayan horozun kutsal sayılması gibi...)
Ateş arınmanın, temizlenmenin sembolü olarak görülür (orta çağ Avrupa Hristiyanlığının cadı diye derdest ettikleri insanları “arınsınlar” diye yakmaları ve arınma kısmı benzerlik gösterir fakat zerdüştlükte yakma yoktur) zerdüştiler günde “beş vakit namazı” (islamiyetteki namazı akla getirir) yine ateşe dönerek kılar. (tapınma değildir kesinlikle) ibadet yerlerinin ortasında yer alan bu ateşleri yakan ve sürekli besleyen kişilere de “ateşban” adı verilir. Bu ateşi söndürmek, ateşi üflemek günahtır.