inanışa göre, harut ile marut iki melektir. tanrı, meleklere insanın neden meleklerden üstün olduğunu anlatırken, 'insanın iradesi olmasına rağmen bana kulluk edip, emirlerimi uyguluyor.' deyince, harut ile marut da, bizim de irademiz olsa, biz de sana inanmaya devam eder, emirlerinin dışına çıkmazdık.' derler. bunun üzerine, tanrı, ikisini babil'e indirir. harut ve marut babil'de zühre adlı bir kadınla tanışırlar. iki melek de bu kadına aşık olur. kadın ikisini de evine davet eder. meleklere, kendisiyle birlikte olabilmeleri için şart koşar. der ki, 'eğer inandığınız tanrıya inanmayı bırakırsanız sizinle beraber olurum.' iki melek de bunu kesin bir dille reddeder. bunun üzerine, zühre, bunlara yeni bir teklifle gelir. 'eğer şu yanımdaki çocuğu öldürürseniz sizinle birlikte olurum.' der. harut ile marut, bunu da reddederler. bu defa zühre, onlara son teklifini yapar. 'eğer şarap içerseniz sizinle birlikte olurum.' bu teklif ikisine de kabul edilebilir gelir. neticede diğerlerine göre daha basit bür günahtır. neyse efendim, harut ile marut şarap şişesinin dibini bulunca, önce tanrı'nın varlığını reddederler, ardından çocuğu öldürürler. ayıldıklarında, tanrı onlara cezalarını nerde çekmek istediklerini sorar. onlar da dünyada çekmek istediklerini söyleyince, her ikisi de, kıyamete kadar babil'de bir kuyuda ayaklarından tavana asılırlar. zühre ise, gökyüzünde bir yıldıza dönüştürülür.
