zaman zaman komedi filmi seyredesi geliyo insanın, da ya koca bir film 5 tane espirinin üstüne kuruluyo ya da gülemiyorsun. bazen, ulan uzak kaldım bi müddet bu ülkeden de ben mi kaçırdım kimi şeyleri yoksa espri anlayışımı değişti diye sorguluyorum yoksa bir ziki beğenmeme timi üyesi olduğumdan değil.
bir kaç yerde güldüm. o da yeter bana. en azından yarısında kapatmıyor insan, güzel bir seyirlik diyeyim.
Burak aksak tarafından yazılıp yönetilen film. Burak aksak"ın en güzel özelliği küfür ve bel altı olmadan sizi güldürebilmesi hatta kahkahalar attırması. Bir de önce duygulandırıp ağlatma seviyesine getirip aniden güldürmesi. Gözünüz yaşlı ama güler bir şekilde kendinizi bulmaniza neden olur. leyla ile mecnun en başarılı yapıtı bence.
burak aksak'ın yazıp yönettiği 2015 yapımı türk filmi. aksak'ın gerçek ile düşün, komedi ile ciddiyetin arasında gidip geldiği işlerini sevenler için kesinlikle izlenilmesi gereken filmlerden biri olduğunu düşünüyorum.
filmin açılışında yılmaz erdoğan'ın anlattığı masalın etkisi filmin sonuna kadar sürüyor. hande doğandemir'in esas kız olarak filme dahil olduğu sahneler biraz havada kalıyor. bunun sebeplerinden biri de, gerçek ile düş arasındaki gelgitli ve belirsiz çizginin hemen hemen her insan adına aşılması kolay bir sınırının bulunması aslında. aksak'ın en iyi yaptığı şey de "gerçek nerede bitiyor? hayaller nerede başlıyor?" sorularına verdiği cevabı seyirciye dümdüz fırlatıp atması. leyla ile mecnun'un beklenmedik ölçüde popülerleşmesinin sebebinin de bu olduğunu düşünüyorum.
senaryosunun yer yer pörtleyip cıvıklaştığı, klişeler yumağından kurtulamadığı anlar da oluyor. aksak ise, bunun elzem olduğunu, hiçbir masalın klişeleşmeden gerçekle dirsek teması kuramayacağını savunuyor. fatih artman'ın esas oğlan rolünde yer yer göz yaşartması, gerçekliğe döndüğünde de klişeler yumağına sıkışıp kalması, filmin olumsuz yönlerinden biriyken, düş-gerçek ayrımındaki farkı ortadan kaldırmaya olan etkisiyle birlikte olumlu yönlerinden biri haline gelebiliyor. devrim yakut'un mükemmele yakın oyunculuğu da önemli. anne dırdırının vücut bulmuş hali olarak, kimi sahnede "atılan terliğin vücuda çarpmasına kadar geçen süredeki tedirginlik" hissini iliklerinize kadar veriyor. cengiz bozkurt, sadi celil cengiz, tarık ünlüoğlu (ölümüne kadar yer aldığı son iyi iş bu film bence), gürkan uygun, gökçe bahadır, burcu biricik ve çağlar ertuğrul filmin oyuncu kadrosunu tamamlıyor.
filmin kentsel dönüşüm kolpasıyla brilikte eski mahalle kültürünün böğrüne sokmaya çalıştığı hançeri de nefis bir şekilde eleştirmesine bayıldım. aksak'ın replikleri yazarken "bunu yazayım ama çekilirken yapımcı filmden çıkartır kesin" diye düşündüğü birçok sivri eleştiri de filmde kalmış, çıkartılmamış. bunları yakaladığınızda sizi de tebessüm ettirecektir.
birkaç sahnede deli gibi kahkaha krizine girdiğim, genel olarak ise masal sevenler haricinde alıcısı çok az olabilecek bir film olarak görüyorum. benim yeşilçam'a bakış açıma göre bana masal anlatma, "modern yeşilçam" başlığı altında toplanabilecek filmlerin en iyilerinden biri. hikaye anlatımını sevmeyecek kadar aksak'ın işlerine aşinaysanız, bu filmi pas geçin; sevmeme ihtimaliniz çok fazla. geri kalan kitle ise, bana masal anlatma'yı hemen izlemeli.
bu da filmin vizyona girmesinden kısa süre sonra ekşi sözlük'teki birkaç yazarın girişimiyle filmin kadrosundaki oyuncuların bir kısmıyla yapılan söyleşinin tamamını içeren video.