1989'da morbid god (güzel isim, di' mi?) ismiyle kurulduktan 3 yıl kadar sonra şimdiki adını alan, yaklaşık 30 yıldır gotik ve doom metal icra eden portekizli grup.
grubun emeklediği dönemde bu adamların yaptıkları müzik black metaldi. opium 'un da içinde yer aldığı irreligious tam bir black metal albümüydü ama albümün black metal etiketiyle tutmayacağını düşündükleri için gotik metal etiketiyle çıkartmışlardı. grubun temel direği olan solist fernando ribeiro'nun küçükken (10'lu yaşlarında) yazdığı şiirlerden şarkılar üretip Sin/Pecado'yu çıkarttıklarında ortalık yıkılmıştı, hatırlıyorum. 2000'lerde adlarından söz ettireceklerini söylüyordu o dönem ülkemizdeki metalci abiler.
the butterfly effect'in berbatlığı ve darkness and hope'un cover şarkılarla bezeli olması grubun ilerleyişini biraz sekteye uğratmış olsa da, devamı gayet iyi geldi. yaptıkları en iyi albümlerden biri olan the antidote, portekiz'de 10 binin üzerinde satılan ilk metal albümü olan memorial, önceki albümlerin beğenilmiş şarkılarından oluşan Under Satanæ ve scorpion flower gibi bir şaheser barındıran (fernando bu şarkıda anneke van giersbergen'e de yer vermiştir) Night Eternal albümleri moonspell'i moonspell yapan albümler oldu. grubun ilk albümlerinde ürettiği black metali sevenler bu albümlere burun kıvırsa da (çünkü ilk albümlerin black metaline göre oldukça hafifti bu albümlerdeki şarkılar), moonspell isminin zamanın genç dimağları üzerinde hakimiyet kurduğu albümler bunlardı.
yaptıkları en iyi albüm olarak gördüğüm Alpha Noir/Omega White ise, grubun komple albüm olarak en üst noktaya çıktığı 2012'de çıktı. 2 cd'li, 17 şarkılı (9+8) müthiş bir albümdü. alpha noir olan kısmı moonspell'in yıllardır yaptığı doom metalin sert örneklerinden oluşurken, omega white olan kısmı ise iyiliği, saflığı ve temizliği nitelendiriyordu. her iki kısmın birleştirilip tek bir albüm olarak satışa sunulması oldukça yaratıcı bir fikirdi. alpha noir'deki opera carne 'yi çok sevdiğim bir arkadaşım albüm ilk çıktığında dinletmişti bana. birlikte 3-4 kere üst üste dinlemiş ve deli gibi kafa sallamıştık. bir sonraki gün işe gittiğimde boynumu hareket ettiremiyordum.
extinct'i dinleyemedim ama yaklaşık 1 ay kadar önce çıkmış olan 1755'in, ünlü lizbon depreminin tarihiyle ilgili olduğunu biliyorum. yaklaşık 9 şiddetindeki depremde 100 bine yakın insan ölmüş. bu korkunç trajediyi hikayeleştirip albümü de bu konseptle çıkarttı moonspell. en kısa sürede dinlemem lazım.
yeni nesil, moonspell'i alma mater'la biliyor. doom metali olabilecek en iyi seviyeye çıkartmış bir grubun tek bir şarkıyla bilinmesi berbat bir şey. doom metal seviyorsanız, bol bol moonspell dinlemenizi öneririm. hem yenilikçi (black'çiler rahatsız) hem de üretken bir gruptur moonspell. yaptıkları müzik türünde kendilerinin seviyesine çıkabilen çok fazla grup yok.
ukdeci anarsist sirin'e sevgiler. umarım istediği gibi doldurabilmişimdir ukdesini.
2007'de çıkardıkları under satanæ albümü aslında 1993'te çıkardıkları anno satanæ ve 1994'te çıkardıkları under the moonspell'in şarkılarından oluşmaktadır. isminden de anlaşıldığı üzere 2 albüm birleştirilmiş, kayıtlar yenilenmiş ve sert bir albüm yapmışlardır. albümün son şarkı olan serpent angel ise 1992 senesinde morbid god ismiyle yayınladıkları demo albümdendir.
Wolves From The Fog şarkısı ise fernando riberio'nun gene satanik bir şiiridir.
ancient winter goddess 'ın girişini bir de çıkışını dileyin hele, kimine göre (ben) gerçek moonspell hala bu albümde yatmaktadır.
Bu arada unutulmamalıdır ki; 1998'de yani the butterfly effect gibi deneysel bir çalışma yapmadan 1 sene önce, kimsenin adını bilmediği yan grupları daemonarch ile hermeticum adlı albümü yaptılar. Albüm black metal olmakla birlikle, fernando riberio'nun ergen dönemlerinde yazdığı ökültizm ve satanizm içeren şiirlerinden oluşmaktadır. Merak edenler için The Seventh Daemonarch .
Moonspell 2 hatta 3 dönem olarak inceleyebiliriz. Her dönem birbirinden farklı şarkılar ve albümler yapmış olabilirler ama her albümü kalitelidir diyebilirim. benim için ancient winter goddess ne kadar güzel bir şarkı ise capricorn at her feet'de bir o kadar güzel şarkıdır.