1. iç anadolunun en eski yerleşim yerlerinden olan bir şehir. özellikle anadolu selçuklu devrinde bu şehirin ayrı bir yeri varmış döneminde. 1969 yılında milletvekili sayısı 10 iken günümüzde bu sayı 5'e düşmüştür. her yıl ortalama 13bin- 20bin arasında göç vermekte. böyle giderse nüfus sayısı da 1969 yılına geri dönebilir.

    4 yıldır bu şehirde üniversite okumaktayım ve evimin camından sivas'a şöyle bir göz gezdirirken küfür ediyorum istisnasız. sırf betondan oluşan bir şehir. belediye başkanı sami aydın şehirdeki kaldırım taşlarını sürekli değiştirdiği için kaldırımları meşhurdur. hatta bir dönem kaldırımlara lcd televizyon bile koyulmuştu.

    1974 yılından beri cumhuriyet üniversitesine sahip bir şehir, tek geçim kaynağı üniversite öğrencileri olan bir şehir ama üniversite öğrencilerini sevmeyen bir şehir. öğrenciler üzerinde büyük baskı var birçoğu istediği gibi gezip tozamıyor. geçtiğimiz yıl 2. devlet üniversitenin kurulmasına meclis tarafından karar verildi. yeni yapılacak üniversitenin adı " sivas bilim ve teknoloji üniversitesi " olacak. cumhuriyet üniversitesi sivas'a dair sevdiğim iki şeyden birisi. çok köklü bir üniversite olmasından mütevellit çok değerli akademisyenleri var ve neredeyse tamamen liyakat ile işlerin görüldüğü bir üniversite. arada bir iki münferit olaylar çıkıyor tabi. misal 2016 yılında rektör seçimleri yapıldı. senato oylarında prof.dr faruk kocacık bir kez daha birinci çıkmasına rağmen 3. veya 4. sırada oy alan ilahiyatçı prof.dr. alim yıldız yeni rektör olarak atandı. alim yıldız rektör olduktan sonra kampüste bir değişim havası yaşandı. üniversite vakfına ait olan yerlerde para geçmemeye başladı. sadece kredi ve öğreci kartı ( öğrenci kartının içerisine bakiye yükleniyor ) geçmeye başladı ve ilerleyen zamanlarda sadece öğrenci kartı geçmeye başlayacakmış. çok fazla özel kafe açılmaya başladı. üniversite vakfına ait marketin dükkanı büyük bir genişletme yapılarak a101'e kiraya verildi. eski üniversite vakıf kafeleri yıkıldı inşaatları hala devam etmekte ama o öğrenci dostu vakıf kafeleri büyük ihtimalle yine özelleştirilecek. bazı torpil olayları başladı adam kayırmaya başlanıldı. vs. vs.

    sivas'ın son kalesi cumhuriyet üniversitesi kaldı anlayacağınız o da yavaş yavaş erimekte. sivas'a dair sevdiğim diğer bir şey ise sivas kongresi / sivas erkek lisesi. günün belli saatlerinde açık ve ücretsiz olarak gezilebiliniyor. bütün bunların haricinde şehirde kartsız toplu taşıma kullanırsanız 3,25 lira ödüyorsunuz. kartlı 2,5 öğrecni 1,75 lira. toplu taşıma fiyatları büyük şehirler ile yarışacak hale geldi ve işin asıl komik yanları toplu taşıma sistemi rezalet!

    şehirde yeşillik alan görmek için ya üniversiteye gitmek zorundasınız ya da şehrin 10 kilometre dışındaki mesirelik alana gitmek zorundasınız. şöyle bir örnek vereyim 3 yıl önce bizim apartmanın bahçesinde babaannemin meyve veren kayısı ağacı 1. katta oturan komşumuz tarafından " yoldan geçenleri göremiyorum evime güneş girmiyor " gerekçesiyle gövdesinden kesildi ve ağaç öldürüldü. yeşil aşkı böyle bu şehirde.

    iyi gömdüm şehri. daha yazılıp çizilecek çok şey var basına yansımayan, öyle herkesin bilmediği bu şehirde yaşama dair. onları da başka bir zaman anlatırım artık. nefret ediyorum bu şehirden.
    #113238 biri beni silksin | 6 yıl önce
    2şehir 
  2. yönetmenliğini Kaan Müjdeci'nin yaptığı 2014 yapımı bol ödüllü film. aslan isimli 11 yaşındaki bir çocuğun sivas isimli kangal köpeğiyle olan bağını, yaşadığı köydeki yaşantısını ve köy insanının perişan halini konu edinmektedir
    #88142 thedirector | 7 yıl önce
    0film 

  3. izlemek için geciktiğimi düşünmeme rağmen, gecikmeye değen 2017 (bkz: ) filmi.

    mubi: 7.7

    benim puanım: 8.7

    senaryoyu çok sade, ama derin buldum.

    .--- spoiler ---

    ayşe sen prenses olmaya karar verdin mi?

    --- spoiler ---

    burada kadın figürünün ta en baştan beri güçlüye yönelmesinin çocuk gözünden bir ironisi var.

    öğretmen ile Arslan'ın ,23 nisan da sergilenecek pamuk prenses ve yedi cüceler temsili konulu sahnesi;

    --- spoiler ---

    +ortmenim örtmenimmm.
    -noldu la.
    +hiç .....
    - la konuşsana
    + ben pirens olmak istiyom.
    -ne olmak istiyon.
    + pirens
    -yapalim, ne zaman?
    - şimdi
    + nereden geliyon?
    +evden
    - ödevleri yaptın mı?
    +he
    - altı kere yedi kaç?
    + kirhkiki
    -21 ile 12 yi çarp.
    + ....
    - olmadı mı?
    + ama bunu osman da bilemezdi.
    .
    .
    -lan cüce olmanın nesi kötü?

    --- spoiler ---

    otorite figürü öğretmen, rol dağılımı yaparken, fırsat eşitliğini sağlamıyor. prens -muhtarın oğlu- gücü temsil ediyor ve başrolü parmağını kıpırdatmadan kapıyor. kız -ayşe- prenses çünkü en güzel kız. diğer kızların adı bile geçmiyor.

    "nereden geliyon?" sorusu sisteme dahil olmak isteyen insanlara her zaman yöneltilen soru gibi. nerelisin, dinin, dilin, mezhebin...

    sonra sisteme karşı çıkan kişi -aslan- bunu zayıf bir sesle de olsa belirtince sınava tabi tutuluyor, yani bazıları pozisyonlara havadan atanırken, gariban kpss, lys, oss vb. eğer bu sınavları da geçerse yine hak etmiyor, eğitimini almadığı ve cevaplayamayacağı sorulara maruz kalıyor. sonuç prens olamıyor.

    ve de otorite "cüce olmanın nesi kötü ?" gibi bir soru ile, onun bu adaletsizlik içinde bir de enayi yerine koyup, kitleleri uyutma argümanı kullanıyor.
    fakir olmak kötü mü, bir lokma bir hırka, sabredin, şükredin, ses çıkarmayın. ..güzel bir sistem eleştirisi, bir çocuğun dilinden.

    bu küçük sahne için bile söylenecek çok şey var.
    0film