1. Bir şeyin ne demek olduğunu, neye işaret ettiğini kavramak.

    Örnek kullanım: Yıldızın hemen altında, namluya benzer bir başka şekil var, bunun bir tabanca olduğunu anlamakta gecikmiyorum. (A. Ümit)
    #100142 tdk | 7 yıl önce
    0eylem 
  2. Yeni bilgileri eskileriyle bir araya getirerek sonuç niteliğinde başka bir bilgi edinmek.
    #144295 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  3. Sorup öğrenmek.
    #144296 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  4. Doğru ve yerinde bulmak.

    Örnek kullanım: Hani bunu anladık ama!
    #144297 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  5. Birinin duygularını, istek ve düşüncelerini sezebilmek.

    Örnek kullanım: Kabul etmeyeceğini ben daha o gün anlamıştım. (M. C. Kuntay)
    #144298 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  6. Bir şey hakkında bilgisi bulunmak.

    Örnek kullanım: Hele bir de denizcilikten anlamıyorsanız su üstünde bahadırlık göstermek yerine beceriksizlik göstereceksiniz demektir. (i. Özel)
    #144299 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  7. Yarar sağlamak.

    Örnek kullanım: Bu ilaçtan hiçbir şey anlamadım.
    #144300 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  8. bir cahit sıtkı tarancı şiiri.

    --- spoiler ---

    anlamak

    yaşım ilerledikçe daha çok anlıyorum
    ne büyük nimet olduğunu ah ey güzel gün
    boş yere üzülmekte mana yok anlıyorum
    kadrini bilmek lazım artık her açan gülün
    şükretmek türküsüne daldaki her bülbülün
    yanmak da olsa artık aşk ile yaşıyorum.

    --- spoiler ---
    0şiir 
  9. anlamak zordur. çok fazla ilgi odak enerji ister. anlamak pahalıdır. herkesi anlamaya çalışırsan çok fazla kaynak tüketirsin. dinlediklerini anla, anlayabileceğin kadar kişiyi dinle. az konuş insanları az yor. çok konuşup insanları yorarsan sana sinirlenebilirler.
    2eylem 
  10. anlamak üzerine edilmiş daha güzel bir laf duymadım: “You do not really understand something unless you can explain it to your grandmother.”

    mealen diyor ki, konuya tamamen uzak ve muhtemelen normalde de pek donanımlı olmayan bir insana bir şeyi anlayabileceği şekilde izah edemiyorsan, mevzuyu sen de tam olarak anlamış sayılmazsın.

    geçen gün burada başlığı yükseldi, (bkz: ) sevgili bir badim de sağ olsun beni haberdar etti ve ben bu şaheseri okudum. iki gündür oturdum anlamak ve anlatmak üzerine düşünüyorum. evrene, hayata ya da herhangi spesifik bir konuya kendi perspektifimizden baktığımızda kendi ön kabullerimizle sınırlanacağımızı, aslında hemen her zaman ne kadar sığ yaklaşımlar sergilediğimizi -güya- daha basit bir habitat oluşturarak öyle yalın ve anlaşılır açıklamış ki aklımı kaçırmak üzereyim.
    -- spoiler --

    erkek egemen toplumun muhteşem eleştirisi, kast sistemini yerden yere vurma, eğitimin iktidar elinde ayrımcılığı daha da artırmak için kullanımı. flatland dünyasında kadınların sürekli aşağılanması; ama silah olarak bedenlerini kullanabilmeleri!! kadınların kendisini de eleştirmekten geri kalmamış abbott. ince çok ince. tam bir zihin orgazmıydı bu kitap!

    -- spoiler --


    ben hukukçuyum, 10 yıl avukatlık yaptım, 5 senem de hukuk fakültesinde geçti. fakülteye ilk başladığımda şunu o kadar çok düşündüm ki, bu kanunlar, yönetmelikler vs gerçekten bu kadar anlaşılmaz ve halka uzak yazılmak zorunda mıydı? bir de tabi ben fosil olduğum için o sırada yürürlükte olan kanunların daha eski bir dille yazıldığını da eklemem gerek. gelişigüzel bir örnek: "Kanunen tahriri olması lazım olan bir akdin tadili dahi tahriri olmak lazımdır. Şu kadar ki bu akdi nakız ve tadil etmiyen mütemmim ve fer'i şartlar bu hükümden müstesnadır."
    amin aq! bu ne be yasin suresi gibi.

    değişti kanunlar ama inanın yeni dille yazılmış olanlar da fark etmiyor. sanki sıradan halk anlamasın, hakkını kendi başına arayamasın diye yazılmışlar. lise mezunu babam feynman okuyor, hawking okuyor, anlıyor; ama ülkesinin kanununu anlayamıyor. suç babamda mı?

    eski avukatlar da bayılırdı bu ağdalı tarza. dilekçe bi gelirdi, sanırsınız sultan abdülmecid tanzimat fermanını dün yayımlamış, size tebliğ etmek de bu avukata nasip olmuş. cevap dilekçesine "dayı! altı üstü adamın oğlu evleniyor, kiracısını evden çıkarmak istiyor, manyak mısın aq" yazayım çok isterdim, yazamazdım.

    teknik dil ayrı bir olay tabi, her işin kendine özgü bir jargonu vardır muhakkak; ama bu anlaşılmaz, ağdalı, karmaşık yazdıkça kendini mevzuyu daha iyi biliyor hisseden ve -sanırım- etrafa da öyle hissettirme derdinde bir sürü meslek erbabı var. hele bu tarzı günlük hayatında da kullanan, böylelikle derin taklidi yapan, "ne anlatıyorsun birader?" diye sorduğunuzda da "siz beni anlayacak derinlikte değilsiniz" triplerine giren değişiklerden iyice bunaldığımı fark ettim.

    gerçek deha, kompleks bir konuyu neneye anlatır gibi anlatabilmekte. bunu başarabilen insanların heykellerini dikmek istiyorum.
    #246803 istenc | 4 yıl önce (  4 yıl önce)
    2eylem