1. ilk baskısı 1982'de yapılan, 'in 4 kısa öyküsünü derlediği different seasons kitabındaki aynı adlı kısa hikayeden uyarlanan 1998 yapımı film. 'ın ile arasında çektiği bir film olarak, yönetmenin kafasındakileri yansıtma yolculuğuna örnek teşkil etmesi açısından da önemli görüyorum.

    ortalama bir film izleyicisinin apt pupil'den etkilenmesi için 2 neden yeterli bence:

    1- film doğrudan naziler ve ile ilgili.
    2- filmin başrolünde sir var.

    1984 yılındayız. film, lise mezuniyetine 1 sene kalmış olan todd bowden'ın en iyi notları aldığı tarihle ilgisi ile açılıyor. nazi partisi ve holokost'a karşı aşırı ilgisi, kendisini, komşularından biri olan arthur denker'e yönlendiriyor. 75 yaşındaki denker'i yıllardır aranan bir nazi subayı olmakla suçlayan, kendisi hakkında elinde gırla belge olduğunu iddia eden bowden'ın (belgeler arasında parmak izlerinden pasaportlara kadar neredeyse bütün resmi dokümanlar var) denker'ı ağına düşürmesi zor olmuyor ama denker "tamam, kabul. beni ihbar etmemen için ne istiyorsun?" diye sorduğunda bowden'ın verdiği cevapla birlikte film bambaşka bir kapıyı açıyor: "bütün gördüklerini bana anlatmanı istiyorum. derslerde bize öğretilen aptallıkları değil, kanlı canlı gerçekleri dinlemek istiyorum".

    king'in aynı adlı kısa hikayesinin de içinde bulunduğu different seasons, aslında, hepinizin bildiği 'ın temelini oluşturan kısa hikaye 'ı da içinde barındıran, king'in doğrudan gerçekle bağı bulunan "insani duyguları korku ve şiddet sosuyla yemek ister misin?" davetini size sunan müthiş bir derleme. apt pupil özelinde ise, king'in yazdığı ile singer'ın çektiği arasında temel birçok farklılık var (kısa hikayeyi sevenler filmi sevmemiş, filmi sevenler kısa hikayenin neden böyle olduğunu anlamamış) ama vurgu noktaları aynı: insanın içindeki bitmek tükenmek bilmeyen şiddet arzusu, ego tahakkümü, "baskı, bastıranın hakkıdır" isteği ve tabii ki öldürme içgüdüsü. bunlar king'in yazdığı, hemen hemen her basılı düzyazı eserinde yer alan noktalar. singer da aynı yoldan yürümüş. mckellen'ın en az bilinen ve 50'li yaşlarında 75 yaşındaymış gibi davranma üzerine ders verdiği bir filmdir apt pupil.

    mckellen ile birlikte kurguyu gözlerinizin önüne getiren isim . altın vuruşla kendini 2014'te öldürene kadar renfro, apt pupil'in de içinde bulunduğu birkaç filmiyle bilinen bir aktördü (, ve ). bowden rolünde de, gözlerinden ateşler çıkartabilecek "ergen deliliği"ni müthiş canlandırmış. ımız, cuğumuz zaten bildiğiniz gibi. filmin yan rollerinde , ve gibi isimler var. kurgu genellikle mckellen ve renfro arasındaki gerilimden beslendiği için 'ın çok küçük ama bowden'ın gerilim saçarak büyümesindeki etkisi müthiş olan yan rolü de görmezden gelinebiliyor.

    '90'ların en iyi filmlerinden biri bence. king'in düpedüz nazi anlatısı yazmış olamayacağını bilecek kadar king romanlarını okuduysanız, apt pupil'i de izlemenizi şiddetle öneririm. bir siyasi eleştiri yapmadan veya yahudi sözcülüğüne soyunmadan nazi materyalini "insanın içindeki düşman, herkesten ve her şeyden evladır"a bağlayabilmek müthiş bir ustalık. filmin hiçbir yönü sizi etkilemeyecekse bile, en azından bu çırılçıplak gerçeklik nedeniyle (sayesinde?) aynaya bakıyormuş gibi hissedebilirsiniz. sadece bu ihtimali kaçırmamak için bile apt pupil'i izlemelisiniz bence.

    edit: yazım yanlışlarını düzelttim.
    #247916 lake of the hell | 4 yıl önce (  4 yıl önce)
    0film