güftesi ve bestesi mehmet yüzüak'a ait, 1976-77 yıllarında hürriyet gazetesinin düzenlediği altın kelebek yarışmasında üst üste 2 yıl ‘yılın şarkısı’ seçileren şarkı.
besteci 2017 yılında verdiği bir röportajda, şarkının o tarihe kadar 36 farklı sanatçı tarafından seslendirildiğini fakat kendisinin en sevdiği yorumun neşe karaböcek'e ait olduğunu söylüyor. benim tercihim ise tanju okan olurdu. dinlemek isteyenlere; neşe karaböcek yorumu ve tanju okan yorumu
şarkının güftesini de şöyle notlayayım: "unutulmaz bu acı dertli dertli çal kemancı her aşkta hüsran oldu gönül bilmem bu kaçıncı
hâlime bak dertli çal kemancı başımın tacı gitme bu gece sen de kal / gitme bu gece ne olur benim halim çok acı
değiştin kemancı neden efkârlı çalmıyorsun benim dünyam yıkılmış sen de mi acımıyorsun
gözümden kaçmıyor benden hep bir şey saklıyorsun yeter artık derken kemancı neden ağlıyorsun
hâlime bak dertli çal kemancı başımın tacı gitme bu gece sen de kal / gitme bu gece ne olur benim halim çok acı"
şarkı olmasının yanında pek tabii keman çalan kişilere de kemancı denir.**
birkaç yıl evveline kadar emel sayın yorumu hafızamdaydı sadece. tanju okan gecesi ilan ettiğim bir gecede tanju'nun yorumunu keşfettim. o günden beri tanju'dan ötesini dinleyemedim.
inanıyorum ki, her insan şarkılarla arasında bir bağ oluşturuyor. bu da öyle benim için. bu kadar özel kılan tanju okan sevgim mi, şarkının müthiş yorumu mu, yoksa halef'in meyhane sahnesine katkıda bulunmam mı bilmiyorum. sanırım halef ağır basıyor bu durumda, nasıl da güzel yazılmış ki o sahne; ben de şu hayatta en sevdiğim adamlardan biriyle en değer verdiğim adamlardan birine ilham kaynağı olmuşum. bunu es geçemem.
gel gelelim şarkıya. o tüyler ürpertici giriş, ardından tanju'nun yükselen sesi, "değiştin kemancı/neden efkarlı çalmıyorsun" kısmı ve sondaki plak cızırtısı. üstüne söylenecek çok şey var bu şarkının. belki söylemeye de lüzum yok, tanju öyle sarıp sarmalıyor ki sizi ayıkken sarhoş oluyorsunuz.