Page 14 - kulzos dergi 2. Sayı
P. 14
bilim
@skeptix
TÜRKİYE EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİN
SORUN VE
ÇÖZÜMLERİ
BUNA GENELDE VERİLEN HAZIR VE POPÜLER CEVAPLARDAN BİRİ ŞU ŞEKİLDEDİR:
“TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNDE İKİ EKSİK VARDIR: BİRİ EĞİTİM, DİĞERİ SİSTEM.”
Ben bu tarz sözleri şirin sözler olarak adlandırıyorum. Tek tümce, her sporun sonculu fiziksel olsa da zihinsel etkinlikler de barındırır.
ne kadar vurucu olsa da sorunu betimleyecek kadar ya da diğer bir de-
yişle hasta bir sisteme tanı koyacak kadar yeterli değildir. Bu sebepten Burada genişletme ve geliştirmeyi de tanımlamamız iyi olacaktır. Ge-
yukarıdaki gibi kısa ve şirin bir şekilde bitirmek yerine, konuya biraz nişletmeden kastettiğim, bireyin zihinsel yeteneklerine yenilerinin ek-
daha açıklık getirmek istiyorum. lenmesidir. Yani futbol oynayan bir bireyin isteği üzerine basketbola
eğitilmesidir. Geliştirme ise var olan bir yeteneğe yönelmektedir. Yani
Ayrıca, belirtmek isterim ki bu yazımda kısa olması adına sadece dil futbol oynayan bir bireyin futbolda daha fazla eğitilmesidir.
ve tarihle ilgili sorunlara değineceğim. Türkiye’de eğitimle ilgili so-
runların hepsine değinecek olsam muhtemelen ortaya onlarca ciltlik Gerekli tanımlamaları yaptığımı düşünüyorum. Dolayısıyla eğitim ve
bir yapıt çıkabilir. eğitimin geliştirilmesi veya genişletilmesinden bahsettiğimde bu ta-
nımlarım içerisinde kalacağım.
Gerekli Tanımlamalar
(Bu kısım benim eğitimi nasıl gördüğümle ilgilidir ve çoğunlukla diğer Dil Eğitimine Dair Tanılar ve Tedavi
bölümlerle pek de alakası yoktur. Dolayısıyla diğer bölümlere doğru- Daha önce Kulzos’ta, Türkiye’de yabancı dil öğrenmenin nasıl gerçek-
dan atlama yapılabilir.) leştirilebileceğine değinmiştim, ama sorunlara pek değindiğimi sanmı-
yorum. Sorun, Türkiye’de sadece dili öğrenmekle ilgili değil, eğitimin
İlk önce eğitim ve öğretim ikilisinin ne olduğunu tanımlamak gere- hep ulusalcı veya ulusal temelli politik çizgiler üzerinden yürümesidir.
kir. Daha doğrusu bu ikiliden birini tanımlamaya dahil etmeyeceğimi Bu, genel anlamda (belki bana katılmayacaksınız ama), Türk devri-
söylemem gerek. Genel olarak öğretim kavramının ruhbilim içerisinde minin getirdiği bir sorundur ve kesinlikle bilinçli değildir. Yani biz ve
yeri bulunmamaktadır. Burada önemi olmadığını söylemiyorum, ama atalarımız bir şekilde suçlu tutulamaz. Devrimler “biz”i güçlendirir ve
öğretimi “Eğitimin veya eğitimin resmi müfredatının planlanması.” “biz” düşüncesi çoğunlukla sanal, gerçeğe dayanmayan bir düşüncedir.
olarak, kısaca ve kör bir şekilde tanımlıyorum. Bu sebepten bireye
ve zihne dair bir sorun değil, topluma ve toplumsal bilince (collective Bugün Türk Dil Kurumunun gerçekleştirdiği akademik çalışmalara
consciousness) ait ve ağırlıklı olarak bağlama dayalı bir sorun. çoğu kez “Güzel Türkçemiz...” diye başlanır, ancak “güzel”, bilimsel
niteliği olmayan bir kavramdır. Bir fizikçi/kimyacı nasıl “Bu parçacık
Onun dışında eğitimi, bir kişinin zihinsel yeteneklerini genişletmesi çok güzel, bu element daha da güzel...” deme ihtiyacı hissetmezse, dile
veya varolan zihinsel yeteneklerinin geliştirilmesi olarak görüyorum. dair çalışmalar da bunu diyemez. Bunu, Ferdinand Saussure’den beri
Yani, sporda iyi olan bir çocuğun sporunu geliştirmesi eğitimi ilgi- biliyoruz, ancak Türkiye, hala, 21. yüzyılda Roma Dönemi’ne ait dilsel
lendirmektedir ya da bir sporla ilgilenen bir bireyin başka bir sporla kuramlarla uğraşmaktadır. Belki şöyle bir düşününce Türkiye’de aka-
uğraşmayı istemesi halinde bu yeteneğinin genişletilmesi de eğitimi il- deminin eğitime pek de etkisi olmadığını düşünebilirsiniz, ancak Türk
gilendirmektedir. Burada, özellikle spor örneğini vermekteyim, çünkü Dil Kurumu, dil konusunda tek otoriteydi ve dolayısıyla, hiç değilse dil
biz ne yaparsak yapalım, her eylemimizi zihinsel bir etkinlik önceler, konusunda eğitime ister istemez fazlasıyla etkisi oldu.
12 09/18