yetişkinliğin bir üst evresi olarak fiziki ve ruhsal değişiminin tamamlanması durumudur. ruhsal yaşlılık ve biyolojik yaşlılık olarak da terimlendirilir. her ülkenin nüfus oranlarına göre belirlenmiş bir yaş ortalaması var. farklılık gösterebilir. ülkemizde yaşam standardının iyileşmesi sonucunda 60 üzeri yaşlılık evresinin başlangıcı olarak kabul edilir.
Ayrıca en çok korku duyulan bir konudur da. özellikle yalnız kalma düşüncesinden dolayı, çocuklar birer yatırım olur. toplum heteroseksüel evlilik üzerine inşa edildiği için bu evlilik dışında bir hayat, bir yaşlılık dönemi tahayyül etmek olanaksızdır. Olanaksız demiyorum, olanaksızdır çünkü sistem bu şekilde yok ediyor. açıkça şunu diretiyor. "eşcinsel olmamanız için iyi bir gerekçe"
lgbti+ jargonuna bakacak olursak 20-25 arası genç, 25-40 arası yetişkin, 40-55 arası yaşlı, 55 ve üzeri yaşlılar yaşlısı olarak tanımlanır. bir de "eşcinsel hayatın bitiş yaşı 30'dur" derler. genç jenerasyonuna bakıldığında rahatlıkla belli bir yaş üzerinde olan lgbti+'leri dışlayabiliyor, örülmüş duvarın tepesine asıp sallandırabiliyorlar. böyle de acımasız olabiliyorlar. neyse bir gün anlarlar.
yaşlılıktan korkuyorum. korkum yalnız kalmaktan değil, korkum yaşımın ilerlemesi nedeniyle artan görme ve duyma bozukluğu. yaşlandığımda kör ve sağır bir nene olacağım. kısa bir süre de olsa yaşamın döngüsünü idame ettirebilmem için bir göze, bir kulağa, bir sağlam ele ihtiyacım olacak. ne olur ne olmaz diye ev almak yerine komşu almaya dikkat ediyorum. olur da evde ölürsem fark edilmem için kokunun yayılmasını gerek kalmadan, arada bir komşum ne yapıyor diye selam vermeye gelen komşular sayesinde çabucak fark edilmiş olacağım. böyle de güzel bir tarafı var umudun. annem vefat ettikten sonra kimsesiz kalacağımdan, olabilecek her şeyi düşünüyorum. sağlık da çok önemli. sağlığa ne kadar çok dikkat ederseniz o kadar yaşınıza rağmen dinç olursunuz. velhasıl hepimize yaşlı güzel günler nasip olsun.