1. platon hocasından öğrendiklerini gelecek nesillere aktarmak için önce sokrates'in duruşmadaki savunmasını yeniden anlattığı ''savunma''yı sonra da sokrates'i bir karakter olarak kullandığı bir dizi diyalogu yazar. bu diyaloglarda bazen hangisinin sokrates'in hangisinin platon'un fikirleri olduğunu ayırmak zordur,ama platon'un araştırmalarında ve fikirlerini açıklamada hocasının yöntemlerini kullandığını anlıyoruz.
    platon'un başlangıçtaki düşünceleri de hocasınınkilerle hemen hemen aynıdır:
    ''adalet'' ve ''erdem'' gibi soyut ahlaki değerlerin tanımlarını araştırmak ve 'a ait doğru ve yanlışın göreceli kavramlar olduğu fikrine karşı çıkmak.

    platon düşünce veya mantık zincirimizde herhangi bir ahlaki kavramı kullanmadan önce bu kavramla ne kastedildiğini ve o kavramın o tür bir kavram yapanın ne olduğunu eksiksiz biçimde açıklamamız gerektiğini düşünür. önce herhangi bir şeyin formunun-tüm toplumlar ve tüm zamanlar için doğru olan form- doğrusunu ya da mükemmelini nasıl tanımlayacağımız sorusunu sorar. bunu yaparak platon yaşadığımız dünyadaki şeylerin-bunlar ister ahlaki kavramlar ister fiziksel nesneler olsun- bir tür ideal formlarının gerçekten var olduğunu ve bizim bundan bir şekilde haberdar olduğumuzu ima eder.

    platon çevremizdeki dünyanın nesnelerinden, örneğin yataklardan bahseder. ona göre bir yatak gördüğümüzde onun yatak olduğunu biliriz ve çeşitli yönlerden farklı olsalar da her yatağı tanırız. köpekler kendi içlerindeki türler bakımından büyük farklılıklar gösterirler, ama tüm köpekler ''köpek gibi olma'' özelliğini paylaşırlar, ki biz bunu da tanıyabiliriz ve bu da bizim köpeğin ne olduğunu bilmemizi sağlar. platon sadece ortak bir ''köpek gibi olma'' ya da ''yatak gibi olma''nın var olmadığını, ayrıca hepimizin zihinleriminzde ideal bir yatak ve ideal bir köpek fikrinin de var olduğunu ve herhangi bir örnek gördüğümüzde tanımamızı sağlayanın da bu olduğunu düşünür.
    platon gerçek bilgiye duyularımızdansa akıl yürütme aracılığıyla ulaşılacağını gösterir. bize bütün üçgenlerin iç açılarının toplamının 180 derece olduğunu mantık zinciri kullanarak çözebileceğimizi ifade eder. dünyanın hiçbir yerinde mükemmel bir üçgen var olamasına rağmen bu ifadenin doğru olduğunu biliriz;mükemmel üçgeni- ya da çizgiyi veya daireyi-aklımızı kullanarak zihnimizde algılayabiliriz. platon da bu nedenle bu tür mükemmel formların herhangi bir yerde var olup olmadıklarını sorar.

    akıl yürütme platon'u tek bir sonuca götürür;maddi dünyadan tamamen ayrı bir idealar ya da formlar dünyası olmalıdır. mükemmel ''üçgen'' ideası ile ''mükemmel ''yatak'' veya ''köpek'' ideaları da orada bulunur. insan duyularının bu yeri doğrudan algılayamayacağını, bunun bize ancak akıl yoluyla algılanabilir geleceğini söyler. hatta bu idealar dünyasının ''gerçek'' olduğunu ve çevremizdeki dünyanın bunu model alan bir yer olduğunu iddia eder.

    platon biz farkında olmasak da ideal formlar kavramımızın doğuştan olduğunu ileri sürer. ona göre insanlar iki kısma ayrılır: beden ve ruh. bedenlerimiz maddi dünyayı algılayabildiğimiz duyularımıza sahipken ruhlarımız nı algılayabileceğimiz akla sahiptir. platon ölümsüz ve ebedi olan ruhlarımızın doğumumuzdan önce idealar dünyasında yaşadıklarını ve ölümümüzden sonra da oraya geri dönmek için can attığı sonucuna varır. bu nedenle dünyada duyularımızla ideaların varyasyonlarını gördüğümüzde onları bir şekilde anımsarız.
    #93499 zeytin | 7 yıl önce
    0filozof