1. dünya bazen kimse için fedakarlık yapmaya, sonsuz sevmeye değmez bir yer gibi gelir. Aşk bize gözü kapalı güvenip sonsuz ölçülerde sevebileceğimiz, bizi de o ölçüde seven ve o ölçüde güvenen birini sunar. Kasırganın ortasında sıcacık bir sığınak gibi aşk yeryüzünde.

    Bedenlerimiz aşkı sevdi.
    Mesele her daim üremek nesli devam ettirmek idiyse eğer bedenimiz için, aşk kimi zaman karşımızdaki tende sönme isteğinin pelerinleri altında üremeyi hazza dönüştürerek geldi.

    Bir yalan değil aşk , mutluluğu hüznü nefreti elle tutup gözle göremesek de biliyoruz varlığını. aşk da öyle tıpkı. bazı insanlar tıpkı parayı altına dönüştürmek gibi aşkı da maddeymişçesine depolayıp ruhlarının iç cebinde bir ömür saklamak istiyorlar. Çıkarcı ve maddeci bir anlayış. Aşk bir elmas değil, kimse sonsuz kalıcılığını garanti etmedi, aşk hali geçince aşk bir yalanmış demek çok ama çok sığ bir düşünce. biz sevdik mi ömürlük severiz insanları. Nereden biliyorsun aslında nasıl bir karakteri olduğuna dair zerre fikrin olmayan bir insanı kaşına gözüne vuruldun diye bir ömür aşkla seveceğini ? desene işte ben riski sevmiyorum, o da ömürlük sevsin bende ki kimsenin başı ağrımasın diye. sahtekarca.

    Sadece bir süreç bu, ruhsal bir süreç. Kimse orgazmı inkar edemez kaybolduğu için, bittiği için. Aşk da ruhun tam bir trajedi olan şu hayatta masal hali sadece. Yaşamın hallerinin en güzellerinden biri. Vuruluyorsun birine ruhsal bedensel beklentilerin ile beğenilerin öyle bir maksimum yapıyor ki o kişide, milyonlarca kelebeğin kozalarından çıkış mevsimi gibi oluyor kalbinin bahçeleri. öylesine güzel ve mutlu edici. Tam da bu sebeple yıkıcı.
    #91380 passageoflord | 7 yıl önce
    0duygu