1) bir kediyi kardeşinden/annesinden üç gün ayırsan birbirlerini tanımazlar.
hayır, eğer bunamaya başlamamışlarsa tanırlar. kedilerdeki kısa dönemli hafıza kötü sayılabilir. ama uzun dönem hafızaları muhteşemdir. kokladıkları kokuları, duydukları sesleri uzun süre unutmazlar. sadece diğer kedileri değil, sevdikleri ve sevmedikleri insanları da çok uzun süre hatırlarlar.
buna rağmen iki kardeş kediyi birkaç ay sonra bir araya getirirseniz birbirlerine tıslayabilirlar. bu tanımadıkları anlamına gelmez, aksine tanıdıklarını ve "yanıma gelme" demeye çalıştıklarını gösterir. nitekim kedilerde ve diğer hayvanların çoğunda, insanlardaki gibi bir akrabalık bağı yoktur. belli bir olgunluğa ulaşmış her kedi için diğer kediler akrabası olsa dahi başka bir kedidir. bu yüzden anne-oğul, baba-kız, kardeşler arası çiftleşme de görülebilir.
anne kedi kendisinden alınmış ve geri getirilmiş yavrusunu tanır. ama kabul etmeyebilir. bu anne kedinin yavruya kızgınlığından kaynaklı olabilir (sanki gitmesi onun suçuymuş gibi). böyle bir tecrübem de oldu hatta, yavrusunu birileri götürmüş uzağa bırakmış. birkaç gün sonra geri geldiğinde annesi kabul etmedi yavruyu. bir hafta ben besledim. ama dikkat ettiğim bir şey vardı. anne yavruyu kabul etmese de tetikte hep onu izliyordu. ne zaman köpeklere ya da zarar vereceğini düşündüğü kedilere yaklaşsa gidip uzaklaştırıyordu. yavrunun mamasını almaya çalışan yetişkin bir kediyi gidip dövdü. bir hafta sonra ise tekrar kabul etti.
sadece bunlar da değil. kediler uzun süredir beraber yaşadıkları kedinin ya da insanın bir sebeple yanından ayrılması halinde eksikliğini hissederler. depresyon belirtisi sonucu iştahları kapanabilir ya da tam tersi çok açılabilir.
2) kediler nankördür.
kediler, eğer cins bazı türlerde değillerse, yemek söz konusu olduğu zaman kimseyi tanımazlar. aksini gösteren bazı istisnalar olsa da, tehlike anında herkesten önce sıvışırlar. bütün bunlar kedinin hayatta kalma içgüdüsünün sonucudur. bir canlı hayatta kalmak istiyor diye nankör olarak nitelendirilemez.
burada en çok kullanılan argümanlardan biri: "kediler nankördür çünkü ölünce sahibini yerler"
bu nadir rastlanan bir durumdur ve sadece kedilerde değil, hamster'larda ve "sadık" köpeklerde de görülür. evrimagaci.org/...
linkte verilen bir örnekte evin iki kedisi ölmüş sahibine dokunmazken evin köpeği sahibini yemiştir. ayrıca bu tarz vakalarda köpeklerin daha çoğunlukta rol aldığı da belirtilmiştir.
öldükten sonra kokunun değişmesi, artık sahibi gibi değil de et parçası gibi kokmanız, hayvanın uzun süredir aç kalması sonucu hayatta kalma içgüdüsü sonucu gerçekleşebilir. zaten öldükten sonra cesedinizi yemesine sebep olacak kadar uzun süre aç kalıyorlarsa, o kadar uzun süre kimse öldüğünüzün farkına varmadıysa bırakın yesinler. ancak şu var ki, kediler sevdikleri canlılar hasta olduğunda başından ayrılmazlar.
bir diğer argüman kedilerin tahmin edilemez olmasıdır. (Aslında kedilerle bir süre geçiren herkes kediyi anlayabilir. çünkü kedi oldukça dürüsttür, duygularını hayatta gizleyemez.). severken ısırabilir. çünkü gıdıklanmıştır, istemiyordur. sizi de biri istemediğiniz anda okşamak istese siz de karşı çıkarsınız. kedilerin de kendi karakterleri vardır, köpekler gibi değildirler. istemediği şeyi yapmazlar.
dahası kedinin vücut dilinden çok büyük oranda duygu durumu anlaşılabilir. kedinin kuyruğuna, kulağına bakıp agresif mi, oyun modunda mı yoksa sakin mi olduğunu anlarsınız, ona göre seversiniz. kuyruğunu sallayan bir kedi muhtemelen aynı davranışı devam ettirmeniz halinde vuracaktır. bu tahmin edilebilir bir durumdur.