Tam 6 sene formasını giydiğim kulüp. Evet, ciddiyim. Ha forma denir mi bilmem; sarı atlet, lacivert şort. Hala saklıyorum ama lacivert şort yıkanmaktan maviye döndü; Zaten hem milli takım, hem de pro lisansım yırtıldığı için "mazi" den öteye gitmeyen şeyler. Neyse.
(bkz: selçuk aydın), (bkz: gökhan kazaz), (bkz: fatih erbaş), (bkz: bülent ulusoy), (bkz: halil ibrahim çınar) ve naçizane benim gibi o dönem Trabzon'da veya anadolunun muhtelif kentlerinde ikamet eden ve uluslararası turnuvalarda başarı elde edebilmek için ihtiyaç duyulan tüm imkanları, tüm tesisleri, akademik ve idari personel desteğini hiçbir zaman esirgememekle kalmamış; aynı zamanda hayatımda kendi başıma kazandığım ilk paranın sahibi olması sebebiyle de bende yeri ayrıdır.
Bakmayın son yıllarda (bkz: avni yıldırım) gibi şarlatanlar ile (ki çok sevdiğim, beyefendi bir insan'dı'.) yapılan magazinsel organizasyonlara. Diğer branşları bilmem lakin (bkz: ali şen), (bkz: aziz yıldırım) dönemleri, türk boksunun altın çağlarıydı ve hepimiz ölene dek en azından bir "teşekkür" borçluyuz.
Not : Troll falan değilim, istesem de beceremem. Gayet ciddi yazdığım bir girdi. Futbol branşları arasındaki husumet, nefret bir kenara, bu da benim hayatımın en önemli paradokslarından birisidir.