hayatımda izlediğim en sapık en manyak finaller listesine rahatlıkla koyabileceğim intikam temalı bir güney kore filmi.
filmin kurgusuyla başlamak istiyorum, dönemine göre postmodern diyebileceğim başarılı bir iş en azından avrupa sineması için çünkü asya pazarında buna benzer özgün hikayeler izlediğimi anımsıyorum gerçi hikaye baz alarak yunan tragedyası falan konuşursak bunlar milenyum çağında gerici kalır senaryolar olabilir çünkü (bkz: oedipus kompleksi). tabi biz bu filme ve senaryoya yakın dönem perspektifinden bakacağız çünkü böylesi benim için daha kolay olur.
arada değinmek istediğim nokta var, bu kore japon filmlerinde animeden fırlama karakterler görüyorum tamam çizgi dizide okey bir noktada fakat gerçek hayat kurgularında böyle aşırı tepkiler veren basit bir olayda bile aaaaa ooo ominisokimoaruko falan tipler görünce bayıyor beni, merak ettiğim bir nokta bu insanlar gerçekten böyle mi yaşıyor yoksa sadece medyada mı böyle hareketler sergiliyorlar?
filmimiz yukarda bahsi geçtiği şekilde aşırı hareketli biçimde başlıyor hele o kamera açıları ve montajlar bir an kendimi wong kar wai filminde gibi hissettim onun filmlerinde de benzer teknikler görüyoruz çünkü fakat bu filmde son derece absürt bir açılış ve bir anda neler oluyor ya dedirten cinsten olaylar var dahası film neredeyse finale kadar böyle komedi gibi ilerlerken finaldeki o duygusal değişim tam anlamıyla inanılmaz haz veren bir ters köşeye dönüşüyor.
bahsettiğim gibi intikam temalı bir film ve kimin kimden neden intikam aldığını daha doğrusu genel olarak hiçbirşey bilmediğimiz için filmin akışına doğal olarak kapılıyoruz bu da benim icin filmi keyifli kılan yönlerinden birisi ayrıca bu film derinlemesine incelenirse muhtemelen daha bir çok sembolizm ve gönderme içerdiğinden ayrıca unique bir iş olarak hafızalarda yer edinebilir ve bu sebeple overrated olarak eleştirilmesini anlamsız buluyorum.
filmdeki aşırılıklara gelecek olursak aslında bilgiye sahip olana kadar filmde neredeyse ensest hiçbir rahatsız edici aşırılık yok hatta bir noktada izlerken keyif alıyor buldum kendimi taa ki dramatik gerçeği finalde öğrenen kadar, bu aslında bana biraz adam ve eve'nin "yasak elmayı" yedikten sonra bilgiye vakıf olup hemen yaprak parçalarıyla cinsel bölgelerini örtmesi gibi birşey olarak geldi, çünkü zaten babalık kavramı çok yeni birşey ve aynı filmde olduğu gibi bilgiye vakıf olup çöktüm.
intikam temalı ve benzer rahatsız edicili duygusal hikayeli film olarak yine bir güney kore sineması olan (bkz: pieta)'yı önerebilirim.
*** aklıma gelmişken finaldeki o süslü kutu pandoranın kutusu misali adam and eve örneğini doğrular nitelikte.