1. alman felsefesinin en büyüklerindendir. Kant'tan yola çıkıp kant'ı aştığı iddiasındadır. nefret ettiği hegel'in gölgesinde kalmış, hem yaşadığı dönemde hem de sonrasında onun şöhretine ulaşamamış ama fikirleri ondan çok daha fazla duyulup, benimsenmiştir. bunda hegel'in resmen anlaşılmamak için yazıldığı izlenimini uyandıran eserleri ve schopenhauer'un açık, anlaşılır ancak yoğun üslubu da etkili olmuştur.

    schopenhauer'a duyduğum hayranlık nedeniyle daha önceleri kadınlara yönelik yazdıklarını hep parantez içine alabilmiştim. bu yazılanları genel felsefesi bağlamında anlamak gerektiğini, bu bağlama oturtulduğu sürece schopenhauer'un kadınlarla ilgili tespitlerinin daha adil değerlendirilebileceğini savunmuştum.

    halbuki bu savunmayı schopenhauer'un kendisi duysa aptallığıma götüyle gülerdi.

    schopenhauer'un başta annesi olmak üzere kadınlarla yaşadığı sorunların, kendisine yapılan haksızlıkların kadın düşmanlığında etkili olduğu söylenir.

    peki benim bütün bu görüşleri anlaşılabilir kılma çabalarıma ne demeli? ilginç bir biçimde bu donemde kadınlarla ilgili yaşadığım kişisel trajediler nedeniyle ben de bu yazılanlara suçlama değil tespit gözüyle bakıyordum sanırım.

    bu büyük dehanın kadınlar konusunda nasıl bu kadar büyük yanılgılara düştüğünü hiç bir zaman anlayamayacam. bu yazdıkları nedeniyle kadınların gözünde bütün büyüklüğünü eksi birle çarpıyor. çok büyük kayıp.
    #274135 little thirty | 3 yıl önce (  3 yıl önce)
    0filozof