1. yedi günlük zaman dilimimiz. hafta döngüsünün uzunluğu insanlar arası uzlaşıyla oluşmuş. bu açıdan gün döngüsünde farklı. gün döngüsünde güneşe de bağımlıyız. bu fark beni hafta, hafta içi ve hafta sonu gibi şeyleri düşünmeye iter hep ama düşünmem.

    hafta sonu.
    tv kanallarında bazı programlar olur(du). isimler şunlara benzer: hafta sonu huzuru, pazar sohbetleri, cumartesi flörtleri, pazar sürprizi, pazar sevişmeleri, burası pazar kızlar azar, cumartesi six packleri vs. bunlarda tema hafta içi ne çok çalıştınız biraz stresinizi atın, gelin de gazınızı alalımdır. bir diğer mesaj da şu: olmaz da birtakım siyasal baskılardan, toplumsa olaylarlardan rahatsız olup sağda solda eylem yapacak olursanız siktir edin, çakın bir tweet, atın bir story, tv'de kafayı pırıl pırıl yapar zaten.

    cumartesi ve pazar günleri sayfiye iş için gittiğimin sayısı tatile için gittiklerimin sayısında kat be kat fazladır. urla dediğin yer büyük köydür ve denizi sığdır. ama para kazanması güzeldir. 8 sularında işten çıkıp bira yuvarlamak urla'da yapılacak en iyi şeydir. umarım bir gün bodrum ve çeşme gibi yerlerde de denk gelir. haftanın düzenlenmesi tersine kullanmak gibi gelir bana. mini anarşizmler, kendime kadar anarşizmler. ev tipi anarşizmler. olmasa da dert değil.

    cumartesi geceleri eğlence, mutluluk, keyif vs olumlu beklentileri ile taşar. herkesin isteğinin aynı anda olma olasılığı birkaç milyonda bir. bu riske değmez. o saattlerde çalışmaya gitmek daha mantıklı. para kazanma olasılığım daha fazla. parayı birileri harcarken kazanan olmak daha tatminkar.

    bir de pazar akşam üzeri depresyonu diye bir şey var. insandan bağımsız bir şeydir. şehrin belleğine, yapısına kazınmıştır. göründüğü belli başlı mekan ve zamanlar vardır . 4 civarı başlar, 9 civarı biter. 5.30 ile 7.30 arası müthiş güçlenir. şehrin bazı noktalarında öbeklenir, hava koşullarıyla azgınlaşabilir. ayrıca haftanın yaşanmışlıklarıyla da çok ilgilidir. kendimi korumak üzere ya uyurum, ya kitaba gömülürüm ya da yolda olurum.

    ayrıca üstteki birkaç gruba yüklendim diye bana çemkirilsin istemem. ben zaten devrim yapacak değilim. sağa sola düşüncelerimi saçıyorum, eylemden uzağım. asgari gıdamı ve azami paramı ver, dersimi anlatır, kitabımı okurum. insan laboratuvarım olan sokağa gerekmedikçe çıkmam. ama tüm bu olaylar tersine zaman dilimlerinde olur.

    hafta içi.
    hafta sonları deli gibi çalışırım. hafta içleri, özellikle pazartesi ve perşembeleri tatil yaparım. pazartesi akşamı bar boşluğu diye bir şey var. işte onun tadı başkadır. patates ve bira hızlı gelir. kahveciler pazartesi akşamı boş olur ve pek sıra beklemezsiniz. perşembe ise genelde mutsuz ve sona ulaşma hevesiyle geçer. cuma namazı, cuma gecesi sarhoşluğu, cuma gecesi seksi beklentisine hazırlık yapmak üzere perşembe geçiştirilir.

    çalışma saatlerimin de çoğu zaman 4'ten sonra olması beni keyiflendirir. diğer bir tersine kullanma örneği. çoğu çarşambalarda pidecilere ve pizzacılara en çok saat 1.30 - 3.30 arası giderim. salı sabahının kör saatinde işe gidenlerle dolu tramvaya biner, marmelat ve ponçik yemeye giderim. tramvay dediğin şey ponçik yolculuklarında zevklidir, eğer yeteri kadar yanılsama yaşıyorsanız ve manyaksanız en çok aşık olduğunuz kişiye giderken zevklidir.

    bir salı sabahı avm'ye gitmenin zevki çok az şeyde vardır. kapitalist mabed, neoliberal Kolezyum vs denebilir. bu yapılara pek güzel, pek harika. güzel ve kıymetli olanla çirkin ve değersiz olanı tüketicileri çoğunluğu belirliyor deniyor. umarım öyledir, popülizm müthiş bir şey, Trump gibi bir adamı bize tanıttı. salı sabahı avm boşluğunda, vitrinlere bakarım uzun uzun. en berbat çantalar, en tiksindirici şallar, üstüne kusmak isteyeceğinizi hantallıkta bilgisayar modellerini izlemek için daha iyisi düşünülemez.

    güzellik yanılsaması ve iğrençlik gerçekliğini duymak için optimum zamanlardan biri de tramvay ve metro "müzisyen"lerinin göründüğü anlar. cırtlak ses, akorsuz enstrüman, detone yorum, eskilerden olup konsessüs ile beğenilmiş sevilmiş ağlak şarkılar kombosu. bu izansız insanlar kaçma ihtimalinizin olmayacağı şekillerde vagonda çığırırlar şarkılarını türkülerini. bunların haftalık dağılımını çözemedim. dağılımlarını anlamak için istatistik yapmadım henüz. görebildim kadarıyla bu müzisyenler paraları bittikçe müzik dilenmeye ve para yapmaya geliyorlar. herbirinin para harcama alışkanlıklarını takip etmem imkansız sonuçta. saydığım tipler içinde genel yaşamın akışına en uzak olanlar. bu yüzden de haftalık düzende bir yere oturtamamış olabilirim.
    #273382 kendime notlar | 3 yıl önce (  3 yıl önce)
    0genel terim