1. laiklik dilimize fransızca'dan girmiş, latince bir kavramdır. laikliğin ve olmak üzere iki cephesi vardır. inceleyelim:

    din hürriyeti, inanç hürriyeti ve ibadet hürriyeti olmak üzere ikiye ayrılır:

    inanç hürriyeti sınırsızdır, hiç kimse bir şeye inanmaya ve inanmamaya zorlanamaz, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz. ki zaten fıtata uygun olanı da budur. ibadet hürriyeti ise anayasa m14'deki şartlara uymak koşuluyla sınırlıdır.

    din ve devlet işlerinin ayrılığı ise, şu kriterlere uyulursa gerçekleşir:

    devletin resmi bir dini olmamalıdır, devlet her dine ve her din mensubuna ve hatta dinsizlere eşit mesafede olmalıdır. din kurumları devlet kurumlarından ayrı olmalıdır ve son olarak laik bir devlette hukuk kurallarının din kurallarına uyma zorunluluğu olmamalıdır. elbette ki bazı kurallar, ler din kurallarından esinlenilmiş olabilir ancak burada asıl ifade etmeye çalıştığı şey tam olarak şudur ki: devletin bir kural koyarken din bunu haram kılmış, yasaklamış o halde bizde de bu yasak olmak zorunda diyerek hareket etmemesidir, eğer o bahsi geçen eylem/durum modern hukuk düzeninde suç teşkil edecekse o zaman o konuda devlet koymalıdır, şayet laik bir devletten bahsediyorsak.

    bu şartları gerçekleştirdiği takdirde bir devlet, sında laikliği kabul etsin ya da etmesin laikliği uygulayan bir devlettir. hakeza, bir devlet bütün bu ilkeleri kabul etmekle birlikte uygulamada insanlarının dini inanışlarına, yaşantılarına saygı duymuyor, onları inanışlarına göre ötekileştiriyorsa, o devletin anayasasında laik devlet ilkesinden bahsediyor olması pek de bir anlam ifade etmez.
    0kavram