evrenin büyüklüğüne ve zamanın sonsuzluğuna aklım erdiği günden beri insan varlıkları olarak önemsiz olduğumuza inanmıştım.
zaten çok uzun zaman pek çok filozof, bilim insanı ve sıradan insan da hep bunu söyleyip durdu.
gerçekten de dünya ölçeğine göre ne kadar büyük görünürse görünsün uzaydan bakılınca hiç bir şeyin üzerinde durmaya değmediğini düşünmek çok rahatlatıcıydı.
ama şimdi kendime şu soruyu soruyorum: küçük olmak önemsiz olmak mıdır? Evren ölçeğinde fiziken hemen hiç yer kaplamasak da bilince, akla ve duygulara sahip olmak çok önemli değil mi? İnsanın sahip olduğu özfarkındalık fiziksel büyüklükten daha önemli değil midir? bir şeyin büyüklüğüyle önemi arasında bir bağlantı kurma aceleciliğinde yanlış birşey yok mu?
diğer yandan,dünyada yaşayan milyarlarca insandan biri olduğumuz söylenebilir. Bu kadar çokluğun içinde tek olmak önemsiz denebilir. Ama ben burada da bir mantık hatası olduğunu düşünüyorum. Her insan dünyayı, evreni, zamanı, diğer insanları kendi perspektifinden inşa ediyor. Her birinin farklı bir kapasitesi, farklı donanım ve incelikleri var. çok büyük bir metafizik iddia gibi gelecek ama bir insanın doğuşunu evrenin bir kere daha yaratılışı olarak görmek mümkün. Çünkü kaç insan varsa o kadar çok evren tasarımı var. evren her bir çift gözde yeniden-ve çoğunlukla başka biçimlerde-yaratılır.
Zaman konusu ise biraz karmaşık. Zamanın sonsuz akışında bir anlık bir yaşam süremizin olduğu doğru. Bu yüzden insanın önemsizliğini savunmak için en güçlü zemin dünyadaki kısıtlı zamanımız olmakta.
bu sonuncusu, hiç birşeyin önemli olmadığını düşünüp kendimizi avuturken sığınacağımız son limana benziyor.
var olduğumuz zaman çok kısıtlı ve dertlerimizin de sözü sadece biz hayattayken geçiyor, dolayısıyla dertlerimiz zaman ölçeğinde gerçekten önemsiz.
herşeyin gelip geçiciliği rahatlatıcı ve insan dertlerinin hiç değilse bir kısmını zamanın sonsuzluğuna gömebilir.