1. anayasa profesörü sami selçuk'un anlattığı bir hikayede, ödev ahlakına ilişkin çok kıymetli dersler barındıran alman filozof kişisi.

    (bkz: )

    hikaye şöyle: selçuk, bir gün katıldığı bir sempozyum dolayısıyla bulunduğu fransa'da, karısıyla bir otelde kalır. gecenin 1'inde odadaki musluğun su damlatıp şıp şıp ses çıkarmasından rahatsız olan selçuk ve eşi resepsiyonu arayıp ilgilenilmesini rica ederler. otel, hemen bir musluk tamircisi gönderir. tamirci kısa bir sürede sızıntıyı bulur ve arızayı giderir. ancak bir sorun vardır, tamirci işini bitirdikten sonra odadan ayrılmamakta, bilakis musluğun başında oyalanmaktadır. bu durumdan rahatsız olan selçuk ve eşi durumu kibarca fransız musluk tamircisine belirtirler. tamirci, sami hocayı yanına çağırır ve musluğu açar, suyun akış hizasını mesleğiyle ilgili bir alet ile ölçer ve der ki, "su musluktan akması gerektiğinin 1 (bir) mm soluna doğru akıyor, ben bu musluğun bu şekilde yapılıp hizmetime sunulmasını kabul etmezdim, siz de etmezsiniz, o yüzden bunu düzgün bir biçimde yapmadan gitmeyeceğim izniniz olursa..." selçuk, fransız musluk tamircisinin tavrından çok etkilenir ve katıldığı konferanslarda, sohbetlerde lafı açılırsa, kant'ın ödev ahlakını anlatırken bu hikayeden bahseder ve der ki, "gençler bir düşünün, türkiye'de hangi hakim, savcı, öğretmen, mühendis, doktor, asker, polis işini bu denli titizlikle icra ediyor? işte batı'nın bizden ileride olmasının sırrı tam da burda. bakın, ben kant'ın ödev ahlakına dair binlerce sayfa makale okumuşumdur ama aslında kant'ın ödev ahlakını, belki de hayatında kant'ın ödev ahlakına ilişkin tek bir makale dahi okumamış bir fransız musluk tamircisinden öğrendim."
    #25909 hakiki tosun pasa | 8 yıl önce
    0filozof