bu başlık kişiye özel bir başlıktır
-
bir süredir ciddiye alınmak için ciddi girdiler yazıyordum. salt bu başlık altında kalsam zerre ciddiye alınmam zira. bu başlık altında ben de kendimi ciddiye almıyorum. öyle bir alan burası benim için. içimi size kusuyorum gibi ama çekinmeyin yahu basın eksiyi geçin. bir de baştan uyarıyım; uzun bir yazı oldu; okumamak hayatınızdan hiçbir şey götürmez. yani okumayın demiyorum ama "yazar burada okuduktan sonra bana küfretmeyin demek istiyor aslında*"
teknik bir alanda uzman olmayı, misal fizikle ilgili böyle ufkunuzu arşa çıkaracak yazılar yazmayı ben de isterdim. özeniyorum lan bildiğin... gelgelelim milli uzmanlık alanımız olan ekonomi mezunu olunca ya kimsenin umurunda olmayacak şeyler yazıyorum ya da herkesin uzman olduğu konularda kenarda susuyorum.
geçen stalin hakkında yazdım. fedaileri falan geldi... abi ben bu konularda bildiğim herşeyi unutmaya çalışıyorum. tam anlamıyla bir çöplük. ciddi ciddi bugün hiçbir şeye tekabül etmeyen nostaljik buhranlar üzerine tartışmalar. hadi diyelim geçmişten ders çıkaralım; tamam kabul de sosyalist bir devrimi ufukta bekleyen var mı :) en fazla demokratlar abd seçimini kazanır; fransa'da veya ingiltere'de görüntüde sosyalist özünde liberal bile olamayan hristiyan demokratlar seçim kazanır falan.
lan ben ne anlatıyorum?? neyse ne ya...
size bahsettim mi? benim bir de kedim var. 11 yaşında ellerinizden öper. şaka ya tuvalet eğitimi falan yok; en fazla evinizde köşeye bir yere tuvaletini yapar. annesi kendisini bir iki günlükken terk etmiş ve o zamandan beri bende. biberonla falan bir şekilde hayatta tuttum ama tuvalet eğitimini veremedim. olsun ya, bir süre sonra normalleşiyor kedi kakası temizleme işi...
normalleşme... çok acayip bir kavram değil mi? nerede başlıyor, ne ara rutine biniyor belli değil. fark ettiğin zaman başka. o zamana kadar çoktan normalleşmiş oluyor çünkü. mesela bende kedi boku kokusu normalleşti; iğrenmeden temizliyorum günde iki kere. ama herşey normalleşiyor. misal çöp evde yaşayanlar var; istifçiler falan. belgeselde izlerken görüyorsun; ulan diyorsun burada nasıl yaşanır hacı?? aklın çıkıyor resmen görünce... ama işte adım adım normalleştirmiş olayı eleman.
sadece böyle süreçler normalleşmiyor aslında. birçok saçma sapan şey normalleşebiliyor. misal naziler için insan öldürmek o kadar normalleşmiş ki kimi uzmanlar böyle kolayca intihar etmelerini de buna bağlıyorlar. tetiği çekmek o kadar zor gelmiyormuş bir zaman sonra. bu tabiki uç bir örnek ama olsun. dursun burada... biri okursa falan entel sansın...
entellektüellik de çok acayip bir şey. bir dönem bir masada bir elemanla entellektüellik üzerine konuşuyorduk. adamda klasik entellektüel imgesi var. klasik müzik dinleyecek; çalan şarkının kimin bestesi olduğunu, kaç yılında bestelendiğini falan anlatacak. rafine zevkleri olacak falan... az kalsın kusuyordum eleman kafasındaki imgeyi anlatırken...
aynı masada başka bir tip ise, abi utanarak itiraf ediyorum ama ben seda sayan da dinliyorum diyor... vay bee... hani ondan
beklemezmişiz de kendisi itiraf etmiş. yok hacı, ben senin sıçarken bile mozart dinlediğinden o kadar emindim ki, elim ayağım titriyor şuan...
şaka mısınız aga siz... parmağımı hedefe doğru uzatıp büyük harflerle bağırmak istedim; bsg!
bizde klasik kalıplar vardır hakikaten entellektüelliğe dair; misal entel adam içki içer, mütemadiyen ya agnostik ya da ateist olmalıdır, ola ki akademik tittle varsa banko entellektüeldir, ezbere bilgi depolar; hele ki kitap ve sayfa numarası vererek alıntı yaparsa x4 combo yapar ve her tartışmayı kazanır! tam tamına bir karikatür değil mi?? google'dan buluncak kıytırık iki bilgiyi ezberlemek, üzerine bol politik doğruculuk temelli tüme varımlar ile tartışmalarda güvenli limanlarda gezinmek... içinde kendi fikirlerini bastırdıkça bastırmak, rol üzerine rol yapmak...
bir kaç sene önce ciddi ciddi entel kelimesinin bizim gibi ülkelerde küfür olarak kullanılmasına kızıyordum. şimdi ise tam tersi; o kadar haklı ki insanlar...
tek üzüntüm ise gerçekten entellektüel birikime sahip olup sırf bu tipler yüzünden kendilerini kenara çeken isnanların varlığını bilmek. allah sizi inandırsın tarkan veya seda sayan dinlemeyi kimliğine halel getirmeden dinleyip gerçekten ciddi entellektüel birikimi sahibi insanlar var.
entellektüellik hakikaten bir düşünme ve yorumlayabilme becerisi aslında. yani bilgi olacak elinizde orası tamam... ama bilgiyi bilgi ile harmanlama becerisi çok önemli. hafızlık ile hocalığın farkı gibi yani. insan beyni bu, limitleri hakikaten çok açık; adamlar koca kitapları ezberliyor. ezberliyor da? yani? bu kitabı ezbere bilmen o kitabın konusu hakkında seni uzman yapar mı? hayır! peki ne yapar? hemen söyleyim; sayfa numarası ile alıntı yapmak :)
yine daldan dala saçma sapan bir girdi ile karşınızdayım sevgili kulzos ahalisi. buraya kadar okuyup bana henüz küfretmemiş herkese şükranlarımı sunarken küfredenlerin hepsine "ben de senin" diyorum...