Kimsenin umutlarını yok etmek istemem ama ne yazık ki 2020'den kötü geçmesi beklenen bir yıl. tabii bu durumun, yılın ismiyle bir alakası yok. bütün bunlar bir süreç, birikerek ilerliyor.
her şeyden önce 2020 boyunca yakamızı bırakmayan salgın, büyük bir mucize olmazsa, 2021 boyunca da devam edecek. aşılama başlamış olsa bile, toplumun çoğunluğunun aşılanması uzun zaman alacak ve 2021 boyunca da can kayıpları görmeye devam edeceğiz. 2021 boyunca da sosyal mesafeye ve maske kullanımına dikkat etsek iyi olur.
bir diğer büyük tehlike ise "kuraklık ve kıtlık". aslında bu durumun sinyalleri yazdan beri okuduğumuz haberlerde vardı. kuzey kore'de insanların köpeklerini, kıtlık durumunda yemek üzere topladılar . tabii kuzey kore kapalı bir kutu olduğu için bu tarz haberlerin yalan olma durumu da var, doğruluğundan emin olamam.
yaz sonlarında gelen bir diğer haber ise, çin halk cumhuriyeti başkanı xi jinping'in, halkına yemek israfını önleme konusunda uyarılarıydı (üstün ricası emirdir). bu durum şu açıdan büyük bir haber, çin kültüründe birisinin ikram ettiği yemeği tamamen bitirmek son derece kabadır. "verdiğin yemeği yedim ama doymadım" anlamına gelir. çin'de bir kişi insanları yemeğe davet ettiğinde, lazy susan adlı dönen mekanizma bulunan, yuvarlak bir masaya oturulur ve hesabı davet eden kişi öder. yemeği tamamen bitirmek ısmarlanan yemekle doymadığınız anlamına gelir. o yüzden kimse yemeğini tam bitirmez. hatta tek başına restoranta ya da lokantaya gidenlerde bile yemeği tam olarak bitirmeme huyu vardır. işte başkanları xi jinping, kültürlerine çok ters düşen şekilde "tabaklarda yemek kalmayacak" dedi. bu durum da olası bir kıtlık durumuna hazırlık olarak yorumlanabilir.
2020 nobel barış ödülü'nü kazanan world food programme (dünya gıda programı), dünkü ödül konuşmasında, insanları 2021'de "açlık salgını"yla uğraşacakları konusunda uyardı . tabii bu uyarının merkezinde fakir afrika ülkeleri var ama bahsedilen sayı çok büyük. yüz milyonlarca insanın risk altında olduğu yönünde.