hakkındaki haberlere çok az göz atabildim, ilk gün anksiyeteden (mansuroğlu mahallesi'nde beş yıl kadar yaşamıştım, yıkılan evlerin hepsi her gün önünden geçtiğim evlerdi, kendi eski evimin yıkılıp yıkılmadığına bakamadım bile, o mahallenin en eski ve en kötü görünen apartmanlarından biriydi) ve diğer günlerde bulantıdan. izleyiciyi sadece ağlatmaya, duygusal olarak sömürmeye yönelik hazırlanan canlı yayın politikası beni kusturmak üzereydi, tahammül edemedim, denk geldiğim her seferinde ağzım açık kaldı. onu da geçtim, kvkk o kadar çiğnendi ki tüm şu haberlerde, çok ilginç, nasıl bu kadar rahat ve pervasızca kullanıldı tüm bilgiler, bir kere mutfakta iş yaparken bari biraz bilgim olsun diye açtığım bir haberde ben haberleri açtığımda enkazdan kurtarılma çalışması devam eden küçük bir kızın, en yakın arkadaşına yazdığı mektubu okumuş spiker, yeni bitmiş. röeh artık. çocuk o an çaresiz diye, genel olarak yaşı küçük diye kişisel haklarından feragat etmiş olmuyor, bu ne cüret? yine travmatik, toplumca birlik olunması gereken, haber izleyen küçükleri ve konuyla ilgili önceden travmaları olan hassas kişileri korumaya yönelik bir yayın politikası izlenmesi gereken, özellikle medyada saygı çerçevesinde ve aklıselim bir halde yaklaşılması gereken bir olayda daha ekranlarda işin arabeskine, sömürüsüne, şovuna, yarışına vuruldu yani, içim fena halde bulandı.