1. 17 Ağustos 1999 depreminde bölgedeki kurtarma ekiplerinin birinde görev alan biri olarak, afet çantası içerisinde bir düdük bulundurulmasının en az su bulundurmak kadar önemli olduğunu söyleyebilirim.

    Ancak, o dönem kurtarma çalışmaları esnasında karşılaştığım bir olay, düdükle birlikte başka bir malzemenin de bulundurulması gerektiği konusunda beni hayli aydınlatmıştı: şu resim den hangi ürünü anlatmak istediğim anlaşılabilir.

    Sebebine gelince: Bir afet yaşandığında, enkaz altında kalmış yahut oksijenin çok tasarruflu kullanılması gereken bir noktada bulunabilirsiniz. Böyle durumlarda, düdük üflemek, hem enerji sarfiyatı yaratacak, hem de kıt olan oksijeni daha hızlı tüketmenize sebep olacaktır. Halbuki, bahsettiğim şekilde bir pencere alarmı ile konum bildirebilir, esasen bir düdükten çok daha uzak mesafelere sesinizi duyurabilirsiniz.

    Ben bu durumla bir kurtarma sırasında karşılaştım. İlk duyduğumuzda takılı kalmış bir alarm olduğunu düşündük ancak enkaz altındaki vatandaşın alarmı asimetrik şekilde fasılalı olarak çalıştırması sebebiyle bunun rastgele bir alarm olamayacağını düşündük. dinlemeler sırasında bir kod sistemi geliştirerek (evet için kısa, hayır için uzun gibi) enkaz altındaki vatandaşın sağlık durumu, etrafında başka yaralı veya vefat etmiş insanlar olup olmadığını öğrenme şansı bulmuş; sesin şiddeti sebebiyle de net şekilde hangi yöne doğru kazı yapmamız gerektiğini daha kolay şekilde tespit edebilmiştik.

    Umarım bu tecrübemin birilerine faydası dokunur.

    Edit: Belki merak eden olur, depremin 3. gününün sonunda tespitini yaptığımız bu vatandaşı sağ salim kurtardık.
    #223629 vienna ghost | 4 yıl önce (  4 yıl önce)
    0eşya