1. sürekli nafakanın kadını koruduğu asıl nokta, geçen yüzyılın toplumunda, ın tam anlamı ile kaldığı ve hayatını boşanmamış veya hiç evlenmemiş bir kadın ile kıyaslanınca asla eskisi kadar normal yaşayamayacağı, ve/veya olarak nitelendirileceği gerçeği gibi duruyor. ama toplum(lar) değiştikçe, kadınlar ekonomik bağımsızlıklarını kazandıkça, sosyal hayatta daha eşit ve yaygın kabul gördükçe, oyunu erkeklerin kuralları ile oynayarak bir anlamda da erkekleştikçe, istismara ya da art niyete dayalı örnekler de arttıkça, değişim de kaçınılmaz hale geliyor. önemli olan bu değişim sürecinin neresindeyiz ve bu değişimi yapmak için doğru zamanda mıyız, yoksa yolumuza eski sistemle devam edip onu daha sıkı kontrol ve denge süreçleri ile işlevsel mi tutmalıyız. ayrıca ne için neyden vazgeçmeliyiz.

    örneğin boşanmış erkeklerin 5 yıl katkı yapıp devletin 15-20 yıl ödeme yapacağı yarı sosyal yardım karakterli bir nafaka fonu problemi büyük oranda çözerken, anlaşmalı boşanmaları, kadının çalışmamasını ve sosyal hayata katılmamasını da teşvik eder ve hatta kadını genelde devletin özelde hükümetin kontrolüne sokar.

    belki de, boşanma/dosya bazında işleyecek, aile ve sosyal politikalar bakanlığının incelemesine ve kadın derneklerinin katılımına dayalı yarı hukuksal yarı idari, sivil toplumu da ön plana çıkaran bir yaklaşım da benimsenebilir. işsizlik fonu veya diğer sosyal yardımlar ile ilişkilendirilebilir, karşılığında zorunlu kamu hizmeti benzeri uygulamalar öngörülebilir. eğer bunun toplumsal fayda yaratmasını da istiyorsak asıl hedef, kadının sadece karnının doyurulması ve boşanmanın etkilerinin azaltılmasının ötesinde, evlenmeden öncekinden daha iyi bir hale getirilmesi olmalı.
    0hukuk terimi