1. her korku gibi üstüne gidilerek yenilebilecek korkudur. köpekten kaçmaya çalışmak ise nafile bir davranıştır, hatta çoğu durumda bu bir reflekstir. köpekten kaçmanın mantıksız oluşu, köpeğin insandan daha hızlı koşmasının bir sonucudur. üstelik kaçtıkça onlar daha cüretkar bir şekilde davranıyorlar.

    mesela ben köpek korkumu şöyle yenmiştim;

    küçükken mahalemizde bir köpek vardı, beni her gördüğünde kovalardı. öyle ki ben onu ne zaman görsem o beni kovalamaya başlamadan ben koşmaya başlardım. şerefsiz, benim okuldan dönmemi beklercesine mahallenin girişine uzanır sinsi sinsi etrafı gözlerdi. bazen onu göremeyince çok daha fazla korkuyordum. çünkü süpriz, korkuyu bir tık arttırıyor, bilirsiniz. her an bir yerden çıkabilirdi. köpeğin yerini tespit edebildiğim zaman ise bir nebze olsun rahatlardım, en azından tehlikenin nereden geleceğini biliyor olurdum. efendim, abartısız söylüyorum bu düşüncesiz hayvan bir küçük çocuğu neredeyse bir yıl boyunca düzenli aralıklarla kovaladı. benden başka kimseyi kovaladığını hiç görmedim, maçası yalnızca küçük bir çocuğa yiyen bu köpekten kaçacağım diye, kışın karlı havada kayıp yere mi düşmedim, sonbaharda çamurlu sularda mı yuvarlanmadım, arabaya mı çarpmadım, evet yanlış okumadınız, neyseki ben çarpmıştım arabaya, araba bana çarpmamıştı daha neler neler... öyle bir duruma gelmiştim ki mesela, beden eğitimi dersinde koşu yarışı yaptırıyordu öğretmenimiz, sınıfta hep ben birinci geliyordum çünkü idmanlıydım, kimse benden daha hızlı koşamazdı, daha doğru bir şekilde ifade etmek gerekirse kimse benden daha çok köpekten korkamazdı.

    birgün yine okuldan dönerken, benim manyağı köşede gördüm, bir gariplik vardı halinde, 25 santimlik dilini dışararı çıkararak peşimden mutlu mesut koşan köpek, beni gördüğünde kuyruğunu sallayıp, masum gözlerini üzerime dikmişti. içimden kesin numara falan yapıyor diye geçiriyordum bir yandan da geriye bakarak eve doğru gitmeye başladım. geriye bakıyordum çünkü her an beni kovalamaya başlayabilirdi ama az bir şey yanından uzaklaşınca ağlamaklı sesler çıkarmaya başladı, durdum hemen. her ne kadar düşmanda olsak o kadar yıllık hukukumuz vardı, geriye dönüp gitmek olmazdı. tırsa tırsa yanına yaklaştım, bir de ne göreyim, sol arka ayağı kanıyordu. birileri ile kavga etmiş ya da araba çarpmış olabilirdi. babama söyledim durumu, eski düşmanımı veterine götürdük, iyileşti kereta. beni bir daha hiç kovalamadı ve köpek korkumu ve nefretimi köpek sevgisine çevirdi. hem ne demişler en büyük aşklar nefretle başlar.
    #207997 anton chigurh | 4 yıl önce (  4 yıl önce)
    0duygu