türkiye'de ilkelliğin, gericiliğin, çomarlığın alametifarikasıdır. elalemin pelerinli kılıçlı order'larına bakıyoruz: gülhaç, hermetic order of the golden dawn, martinistler, gnostikler, teozofi cemiyeti, thelema , ordo templi orientis falan. adeptuslar, hierophantlar, frater'lar, soror'lar havada uçuşuyor, bazılarında en kalburüstü elit kişiler var.
milletin üstad-ı azamları, adeptus major'ları falan gayet elegan rütbe aksesuarları, gösterişli ritüel hançerleri kuşanıyor. hermetik masonik order'ların ritüellerini, giydikleri esvapları, tapınakların estetiğini görseniz oturur ağlarsınız. en koyu ateist bile en azından adamların zarafetine, estetiğine hayran kalır, saygı duyar. uzakdoğu'ya gidiyorsun orada da shaolin rahipleri, tibet'teki mistikler, falun gong'lar, zen tarikatları falan, her biri ayrı bir dünya.
elalemin tarikat ortamları böyle. al masonik order'ların mabedlerine bak:
bir de bizimkilere bakıyorsun, fatih çarşamba ve türevleri, iğrenç yobaz yuvaları, birbirinden leş badeci çomar şeyhler şıhlar, etraflarında onlardan daha leş köylü müritleri. 15 temmuz'dan önce bir de kolormatik gözlüklü fethullahçı şakirtlerin çorap kokan maklube evleri vardı, varoşluğun bini bir para. allahtan mevlevi dergahı, sufizm falan var da karizmayı az biraz kurtarıyor, yoksa ortalık topyekün badeci deyyuslar ve bilumum yobaz çomarlara kalacak, ıslak çorap ve ter kokusundan boğulacak (alkol haram diye deodorant falan da kullanmaz bunlar, teke gibi kokarlar.)
milletin tarikatları, ayinleri, mabedleri sanat eseri gibiyken bizim her tarafından çomarlık ve çorap kokusu fışkıran yobaz yuvalarına düşman olmamak mümkün mü? eli yüzü düzgün, ışid kafalı ya da terörist olmayan, siyasete falan bulaşmayan tarikata ateistin en militan tayfası bile bir şey demez. mevlevilere kimse ağzını açıyor mu mesela? bilakis mevlevi dervişlerini ülkenin tanıtımında kültür sembolü olarak vitrine koyuyorlar. düşmanlık yapılan şey tarikatlar değil, politik güç edinme derdindeki yamyam gericilik ve çomarlık.