yaradılışçı bir eğitim almış olmasına rağmen o dönemde türlerin kökeni'ni yazabilmiş olan bilim insanıdır. babasının da açık görüşlü biri olması, elbette hayal gücünün sınır tanımamasında avantaj sağlamıştır kendisine.
hayranım. zekâsına, öngörüsüne, doğayı olduğu gibi çözümleyebilme kabiliyetine. "öngörü ne alaka?" mı?
buna bakın. angraecum sesquipedale. darwin orkidesi olarak geçiyor. darwin, bitkiyi inceledikten sonra, bir arkadaşına, bitkinin nektaryumunun fazla uzun olduğunu yazıyor ve "nasıl bir böcek böyle bir bitkiden nektar emebilir?" gibilerinden bir ifade ile şaşırmışlığını ortaya koyuyor.
sonra arkadaşına ikinci bir mektup yazıyor. ikinci mektubunda diyor ki:
"madagaskar'da, 10 ila 11 inç arasında uzantılara sahip güveler bulunmalıdır."
ortada sadece doğanın kurallarına ve aklına dayanarak öne sürdüğü bir tahmin var. evrimsel çevrelerde ünleniyor, ancak onaylanması zor. o güne kadar orkidelerin çeşitli güve türleri için besin kaynağı olduğu biliniyor fakat angraecum sesquipedaleye baktıktan sonra darwin'in var olması gerektiğini iddia ettiği 10 ila 11 inç arasında uzantılara sahip madagaskar güveleri? onlardan eser yok. yani darwin, çiçeğin anatomisine, ekolojiye ve böceklere olan anlayışına dayanarak, yeni bir böcek türünün varlığını öne sürüyor.
sene 1882. darwin ölüyor.
sene 1907. madagaskar'da devasa bir kongo güvesi alt türü tespit ediliyor. fakat bu güveler ile angraecum sesquipedale arasında bir ilişki gözleniyor mu? henüz teyit eden yok.
sene 1992. darwin'in vefatından 100 yıl sonra böcek, doğal ortamda angraecum sesquipedaleden beslenirken gözlemleniyor ve daha sonra yapılan bilimsel çalışmalar da, aradaki ilişkiyi doğruluyor.