her zaman bendenmiş izlenimi vermiş eski formula 1 pilotu yeni formula e pilotu. ilk f1 yarışlarına bakarsanız aslında saf bir yetenek olmadığını anlarsınız. ben bilinmeyen bir şeyden bahsetmek istiyorum. massa scuderia ferrari ile massa olmuştu.
ferrari'ye nasıl geldi peki? massa'dan önce ferrari'de yine bir brezilyalı pilot, rubens barrichello vardı. barrichello'nun ferrari'ye gelmesinin sebebi yeteneğiydi kuşkusuz. barichello, ferrari ile yarışmaya başladıktan sonra ferrari'nin çatı markası olan fiat'ın brezilya'daki satışı -tuhaf ama anlamlı şekilde- tam anlamıyla patlamış. barrichello ilerleyen zamanlarda michael schumacher'in gölgesinde ezilmekten küçüldüğünde bile iyi bir ikinci pilot olmanın yanında bu durum ile de yetkililerin aklına geliyordu şüphesiz. ancak artık yeni bir kana ihtiyaç vardı, barichello 1999 yılındaki barrichello değildi ve çok iyi araçla bile iyi işler çıkaramaz hale gelmeye çoktan başlamıştı. bu noktada ferrari griddeki diğer brezilyalılara baktığında sadece massa'yı görebilecekti.
massa'nın acilen eğitilmesi gerekiyordu. eğittiler de. bir yıl yarışlardan uzak olarak ferrari tarafından eğitilen massa, 2006 yılında barrichello'nun veliahdı olarak ferrari'de schumacher'in takım arkadaşı olarak yeri aldı. garip bir şekilde massa eğitime mükemmel cevap verip geliştirmişti kendini. schumacher'den çok şey öğrenmeye de gayret ediyordu. (yıllar sonra bir mektubunda "öğretmenim" diye bahsedecekti efsaneden.) öyle ki massa, ferrari'deki ilk sezonunda barrichello'dan daha iyi olduğunu kanıtlayan yarışlar kazandı**. hatta 2007'de schumacher sonrası üstüne koymaya devam edip schumacher'in yerine takıma gelen kimi raikkonnen ile boy ölçüşmüş, 2008'de ise takımın odak noktası haline gelip son virajda şampiyonluğu kaybetmişti. sonuç olarak fiat brezilya'da başarılı satışlarına devam edebildi.
massa, her zaman çok duygusal bir pilottu. zira brezilyalı idi. formda olduğunu gördükçe kendine güveni geliyor; başarılı yarışlar ortaya koyuyordu. böylece olumlu döngü yaratmış oluyordu kendine. lakin bunun bir de negatif bir etkisi vardı...
kırılma noktası herkesin iddia ettiği gibi 2009 macaristan gp sıralama turları değildi bence. o yarış massa için sendelemeydi sadece. iyileşti, geri geldi. 2009 sezonunun kötü geçmesinin tek sebebi ferrari'nin değişen kurallara cevap veremeyen araç üretmesiydi. bunun en büyük kanıtı da takımın diğer pilotu raikkönen'in f1'i bırakıp rally'e kaçmasıdır. kırılma noktası tam olarak fernando alonso'nun ferrari'ye dahil olmasına tekabül ediyordu; 2010.
fernando alonso gerçek anlamda bir yetenek. fernando çok iyi biri, onunla yarışmadığınız zamanlar çok iyi anlaşıyorsunuz ancak yarışta tanınmayacak birine dönüşüyor. bu cümle benim değil, massa'nın cümlesi. alonso'nun yarış konusunda bencil olduğunu bilmeyenler crash gate skandalına, 2007 sezonunun tamamına veya ikinci mclaren dönemine bakabilir. fernando dominant, her zaman odak olmak istiyordu. 2010'da takıma gelmesiyle beraber takımı kendi etrafında toplamaya başlamış olduğunu tahmin etmek zerre kadar zor değil. taraftarlar da tam bir taraftar gibi düne kadar itin götüne soktukları fernando'ya kol kanat germişlerdi. hal böyle olunca massa, paçavra konumunda buldu kendini. moralinin ne kadar yerlerde olduğunu anlamak artık hiç güç değildi. düşük moral kötü performansa sebep oluyor, bu da daha düşük morale yol açıyordu. negatif döngü. işte massa'nın düşüşü. 2013 senesinin sonuna kadar devam etti. zavallı adam.
massa 2014 senesinde williams'a geçince tekrardan silkelenmişti. alonso, mental olarak çok yorucu bir takım arkadaşıydı ve o ve onun kutupladığı dostlardan kurtulmuştu. e bir de 2014 senesini düşündüğümüzde piyango gibi bir araç vurunca ve ve ve massa'ya tecrübesi ile bakan bir takım kültürü olunca bu da çok normaldi. ama tabii hiçbir zaman olumlu döngüdeki massa olamadı bir daha. bazı şeyler bir kere oluyordu ve hayatta sadece bir kere yaşanıyordu. williams her sezon geçtikçe dibe doğru sürüklenme başlamıştı. valtteri bottas da genç ve kendini göstermeye çalışan hırslı bir pilottu. massa artık bitmesi gerektiğini düşünerek 2016 sezonunun brezilya gp'si sevenlerine veda etmişti. bu kadar duygusal bir pilotun son ev yarışının tamamlanamamış olması da ne kadar üzücüydü kim bilir?
derken 2016 yılının şampiyonu nico rosberg sürpriz bir kararla emekliliğini açıkladı. mercedes'in acilen yetenekli bir pilot bulması gerekiyordu. sonrasında forsu yettiği takımlardan biri olan williams'ta aradığını bottas ismiyle bulacaktı. bu durum gerçekleştiğinde o noktada artık hayatta kalmaya çalışan williams, pilotsuz kalacaktı. williams biraz ekonomilerine katkı sağlaması biraz da yetenekli olduğunu düşündükleri "babam sağolsun" mottosundaki lance stroll ile bottas'ın yerine takımda yarıştırmak üzere anlaştı. ancak zaten artık iyi araba üretmekte zorlanan takım olan williams, yeteneklerinden şüphe ettikleri iki çaylak pilot ile yola devam etmek istemedi. doğruca massa'nın kapısına koşup tıklattılar. massa'ya bir yıllık daha kontrat teklif edip stroll'a hocalık yaparken takımın karizmasının azalmasının önüne geçmeyi hedeflediler. massa da belki de kendi evindeki son yarışını bitirip güzel bir veda edebilmek için kabul etti.
2017 sezonunda stroll tam anlamıyla kaos olan azerbaycan yarışında williams'a şans eseri podyum getirirken massa, belki de sezon boyunca beklediği yarışta, 2017 brezilya gp'de iyi olmaya uzak olan williams ile puan barajında güzel sayılabilecek bir veda yaptı; son kez. massa f1 macerası sonrası formula e'ye geçip orada yarışmaya devam etti. formula e takip edilebilitelikten uzak bir seri olduğu için takip edemedim.
tüm bunlar ışığında duygusal biri olarak kendimi her noktasına koyduğumda massa'nın f1 kariyeri macerasının, tamamı ile hak veriyorum massa'ya. üstüne düşen tek görev fiat'ın brezilya'da iyi satmaya devam etmesini sağlamaktı; o ummadık taş olup, baş yardı. eğitimin, inancın ve moralin nelere kadir olabileceğinin en büyük kanıtı olması sebebiyle massa'ya ayrı bir hayranlık daha besliyorum. inanıyorum, o benden biri.
