araba kullanmayı öğrenmek gibidir umut. bir kere ummayı öğrenince insan, karşılığında da istediği olursa, asla unutmaz. zaman içinde körelebilir bu, ama içerilerde bi yerde hep yeniden yeşertilmeyi bekleyen bir fidandır. bulutsuzluk özlemi demiş ya hani, "bir umuttur yaşatan insanı" diye. çok çeşidi var bunun.
organ nakli bekleyen o minik çocuk ve onun ailesindeki umut, hepimizin yaşadığı acıları unutmak için ummadan daha kuvvetli değil midir? vazgeçmez mi insan, varsın hatırlayayım ben ama onun umudu gerçek olsun demez mi? ya da takımın şampiyonluk maçında o galibiyet golünü, basketini, set sayısını atmasını beklemekle, doğru insanın bir gün gelip sizi bulacağını ummak aynı umut mudur?
herkesin derdi kendine büyüktür ve bu birebir şahit olmadıktan sonra, birinden duymayla, bir yerde okumayla değişmez. tanrının işi ne zor. herkes bir şeyler umuyor aynı anda. bruce almighty filimdeki gibi topluca yes seçeneğine entera basmıyordur.