Benim bu olaya bakış açım politikadan, siyasetten, dinlerden, mezheplerden çok çok uzak. dünyada vicdan dışındaki herhangi bir kavramdan çok uzak aslında. Ekmek almaya gidiyormuş, polise/hükümete tepki göstermiş/ters düşmüş, vatan hainiymiş bilmem ne falan hiçbiri zerre umrumda değil. bazı cümlelerin aması yoktur, olamaz ! Bu küçücük çocuk her ne sebebi olursa olsun, bir annenin kucağından alınıp soğuk bir hastahane odasına mahkum edileli 7 yıl olmuş bugün.
Hep umutla bekledi bir tarafım, iyileşecek, ailesine sarılacak, “iyiyim ben” diye gülümseyebilecekti, evet bir yanlış vardı hayatta ama o bu yanlışa karşı dimdik duracaktı, hep böyle düşündüm, istedim, lütfen dedim, kabul etmek istemedim işte ama olmadı...
Öldüğü günü * öğrendiğim anı hayatım boyunca hiç unutmayacağım sanırım. bir çocuk günlerce direndi ölüme, küçücük bedeni daha da küçüldü, küçüldü...
Ekşi’deki bir başlıkta görmüştüm sabahın köründe 269 günlük savaşı kaybetmişti değil aslında direnememişti tek başına işte çünkü çocuktu ! annemi aradım “anne berkin” diyebildim sonrası saatlerce telefonda ağlaşmaktan öteye gitmedi. Kaç çocuğa ağladık böyle, tanımadığımız kaç çocuk için lanet ettik bu düzene bilmiyorum ama keşke demekten de öteye gidemediğimiz için susup ağladık işte yine. Kimse konuşamadı, kimse önceki cümlelere bakmadı, sadece o artık yoktu ve küçücük bir çocuktu işte. olmaması gereken bir şeydi bu bizim için, dünyadaki herhangi bir düzende çocukların ölmesini kabul etmiyorduk, sebebi ne olursa olsun da edemeyeceğimiz bir durumdu zaten hiç kabullenmedik ama hiç de değiştiremedik bu acımasız düzeni...
kimin sözü bilmiyorum ama bir yerde okumuştum “keşke ölümü çocukların erişemeyeceği bir yere koysak.” Diyordu, keşke işte keşke bir ötesi yok bu kelimenin. Ölüm ne kadar acı bir gerçek olsa bile çocuk kelimesi ile bağdaştırılamayacak kadar keskin, soğuk ve sert benim lügatımda.
Berkin maalesef böylesi bir konuda birçok çocuk gibi bir örnek tabii bizim için. niceleri var onun gibi, gülüşlerine doyulmamış, sesine, kokusuna hasret kalınmış, hiç de anlamadığı/anlamlandıramadığı bir düzende yitip giden çocuklar bunlar... öldürülenler, tecavüz edilenler, zorla evlendirilenler, dünyayı bile anlamadan intihara mecbur bırakılan sayısız çocuk. Berkin bir örnek işte sadece değil mi, hepsi bu...
bugün 7 yıl olmuş berkin’i ailesinden alan olay yaşanalı, tabii bize 7 bu, ailesine sonsuz...
Hangi düzende çocuk kelimesi ölüm kelimesiyle bağdaştırılır benim aklım ona hiç yetmeyecek işte ama bu düzende Çocukların yaşamasına izin vermediler, bir çocuğun kahkahasına bile tahammül edemediler yeri geldiğinde bir çocuğun saf düşünceleri bile onlara farklı göründü, ters düşüyor diye neler söylediler, yazdılar, çizdiler, kızdılar da “çocuk bu yahu” diyemediler hiç, diyemediler. Tek bildiğim bu haberleri duyunca çok doğru olan şu sözün kulaklarımda çınladığı: “O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık.” *
Çocukların ölmediği, sadece gülümseyebildikleri bir ütopya ne zaman mümkün olur bilmiyorum ama umarım bir gün sadece çiçek kokulu kahkahalara şahit olur bu dünya.