1. Kesin Amerika da bizi kıskanıyordur. İşin şakası bu tabii ki. Gerçeğe gelince, Türk milleti alicenap bir millettir ama maalesef aynı alicenaplığı yüce devletimizden göremiyoruz. Neden?

    Tersine üretim yapılan, yerli ve milli denilip aynı doğrultuda olan neredeyse tüm tesis, üretim yeri, fabrika vb. Yerleri özelleştiren; özelleştirme adı altında satan ya da kullanım hakkını devreden bir ülke, hangi şartlar altında olursa olsun zamanı geldiğinde göstermesi gereken yüce gönülü hatta babalığı gösteremez.

    Devlet baba diyoruz, devlet baba. Boşuna atfedilmiş bir yakıştırma değil bu. Türkler, geçmişte nasılsa şimdi de devletin her şeyin üzerinde bir yapı olduğunu biliyor lakin o yapı, günümüzde sorumluluklarını aksatmaktan imtina etmiyor.

    Devlet, sosyal devletse şayet vatandaşlarına bakmakla; onları doyurmakla ve güvenliklerini sağlamakla yükümlüdür. Devlet olmanın temel amacı, halkın çıkarlarını hiçbir karışıklığa mahal vermeden savunmaktan ibarettir.

    Bir söylem var: “deniz bitti.”
    Deniz, gerçekten bitti. Satılacak ne kaldı?
    Vatandaş iş arıyor, güven arıyor, ekmek arıyor. Devlet, bunları vatandaşa vermesi gereken en yüce kurum iken vatandaştan istiyor. Sebebi ise silsile halindeki politik yanlışlar; Uzun soluklu bir Emek dönüşümü ve üretimi adına değil, bir öğünlük süslü bir yemek adına atılan kulaçlar.
    Konu sapıyor ama alakalı. Çok alakalı hem de. Üretmiyoruz kardeşim. Merkez bankasının üç kuruş rezervi kalmış olmalı ki sonuç buralara kadar geliyor.
    Azıcık ekonomiden anlayan, aranızda halk dilinde değil de iktisadi anlamda “ekonomi nedir?” bilen var ise şayet; bu tip harcamaların temel dayanağı olan transfer harcamalarını halktan istemek ekonominin seyri adına ne anlama gelmektedir, bunu da kavrıyordur diye düşünmekteyim.

    Destek gerekiyorsa, millet zaten bunu görür ve desteğini çıkar. Ancak tek şart, sorumluluk şartıdır. Devletin vatandaşa olan sorumluluklarını yerine getirdiği bir ortamda vatandaş, üzerine düşen bir sorumluluk var ise bunu gocunmadan yapar.Ama önce devlet yapar.

    Sen babasın, baba!
    Evlattan para istenmez. Gün olur zora düşersin, darda kalırsın; evladın işitir, yardımına seve seve koşar zaten. Ancak bugün, o gün değil. Bugün, evladının desteğe ihtiyacı var. Sen dirayetli olacaksın ki evlat “babam Yanımda” diyebilecek.
    Günü gelince de geçmişte babam yanımdaydı, şimdi sıra bende: “babam sağ olsun!” diyebilecek.
    #175883 proct | 5 yıl önce
    0kampanya