1. 'da bir ülke.

    sevdiklerimi de alıp gitmek ve oraya yerleşmek istedim hep. annemin örümceklerden çılgın gibi ürpermesi nedeniyle de her zaman rafa kaldırılmış bir hayal olarak kaldı.

    şu son aylarda, kendisini ürperten o örümceklerin bile büyük bir kısmının muhtemelen yandığını tahmin ettiğimiz yangınlar nedeniyle canımız çok sıkkın. o lar, lar, adını şimdi tek tek sayamadığımız türlere mensup hayvanlar... yarım milyara yakını artık yok.

    ya bitkiler? onların canlarının yanmadığından emin miyiz? çünkü bilimsel araştırma sonuçları bize şunu söylüyor: bitkiler, tehlike veya stres altında olduklarında "çığlık atıyor." bu çığlık tabi ki bizim duyduğumuz bir şey değil, ama gıcırtılar şeklinde ortaya çıkıyorlar. yani bir insan hayatından, bir hayvan canından daha az değerli değil bitkilerin "canı" da.

    şimdi, tam ben bunları yazarken, görebilen, duyabilen, hissedebilen, bağırabilen tüm yaratıklar orada kavruluyor. bunun acısını sadece tahmin edebilmekten öteye gidemeyen bizler bile bu kadar acı çekiyorsak, bir de onların çektiği gerçek acıyı düşünmek istemiyorum.

    doğaya ve geleceğimize vurulan darbeyi bıraktım bir kenara. orada ölen her şeyin bir canı var. herhangi birimiz yanarken ne kadar acı çekebilirsek, onlar da o kadar çekiyor, daha az değil. bu korkunç bir şey.

    sebebiydi, önlemiydi... bunları uzun uzun yazacak değilim. tek söyleyeceğim şu: içim parça parça...
    #170071 kokosh | 5 yıl önce
    0ülke