korkunç bir vahşete kurban gitmiş kadın. olayın önü arkası, sağı solu beni ilgilendirmez. herkes ölmeyi hak eder ama kimse öldürülmeyi hak etmez. *
yıllardır bulunduğum ortamlarda yılmadan nefesimi tükettiğim, mümkün mertebe her zeka seviyesine açtığım, insanlığın geriye doğru attığı adımların izlerini kör göze parmak sokar gibi gösterdiğim kişilerce bahsi geçen ciddi konular ''hayatın kısa olması'', ''bu kadar ciddi düşünecek vakit bulamamaları'' yahut ''hiç bunları düşünmemiştim, haklısın. ama bundan sonra da düşünmeyeceğim.'' dercesine aptal tavırları ne eğitim almış olurlarsa olsun, nerede nasıl büyümüş olurlarsa olsun, kimlik ve kişilik farketmeksizin kafasını toprağa gömmüş devekuşları, olacakların habercileri kuzgunlar olarak aklıma kazındılar. bu kişiler yakınım veya uzağım, geriye atılan ayak izlerinin her biriydi.
şimdi hala şikayet ediyoruz, her seferinde olduğu gibi ''kadın cinayeti olmasın.'' diye ağlıyoruz. bunu alışılmışlık içinde dile getirecek kadar da düşkünüz. yazık ki bugüne kadar sikilmeye alışmış halk, bu alışkanlığından sigara bağımlılığı misali kopamıyor. şu serzenişler kararlılıkla ''sigarayı bırakıyorum.'' deyip yarım paketi çöpe attıktan sonra 2 gün sonra yeniden hunharca içmeye devam etmekle aynı. tüm dünya insanları sorunlarla boğuşuyor, bir tek bizde yok. buna dur diyecek göt de kimsede yok. şu durumdan herkes kendine pay çıkarsın, benimle ne alakası var diyen de evinin camlarını genişletsin biraz, ferah olur.