-
efsane geri dönmüş. dönmüş de ben bu filmde biraz daha karizmayı çizdirdiğini düşünüyorum john wick abimizin. niye derseniz, o ilk filmdeki herkesin önünde ceketini iliklediği, cool duruş ikinci filmde kuralı delmesiyle biraz çizilmişti gözümde. bu filmde biraz daha çizildi. olsun yine de çok laf söyletmem john wick'e. kredisi hala yüksek.
herkesin bahsettiği, burada da bahsedilen kazablanka sahneleri, köprüdeki motosikletli kovalamaca sahnesi ve continental sahneleri gerçekten bahsetmeye değermiş... çekim tekniklerinden çok anlamam, düz izleyiciyimdir. o sahnelerdeki teknikler çok övülmüş, teknikten bağımsız olarak benim de seyir zevkimin tavan yaptığı sahnelerdi gerçekten. aksiyon filmi sevmeyen ben, meğer aksiyon filmi seviyormuşum dedim john wick sayesinde resmen.
-- spoiler --
yalnız bişi var ki sinir olmadan edemedim. şu continental'in yönetim odasındaki dövüş sahnelerinde bi ara dedim ki: bu john tüm camları sırtıyla patlatmadan bu odadan çıkamayacak herhalde. yazıktır günahtır arkadaş. bu kadar yerden yere vurulur mu bi adam. bi o camı patlatıyo, bi bu camı... kaç kere düştü saymaya yetişemedim...
-- spoiler --
o dünyaya ait kurallar, o dünyaya ait insanların hal ve tavırları vs. filmi etkileyici kılan etmenler bence. mesela yargıç ablanın duruşu... çalışanının halle berry'den bahsederken söyledikleri... john wick'i öldürmeye gelmiş adamların "abi seninle dövüşmek bizim için bir onur" demeleri falan...
altın sikkeler ve mühürlerin anlamını biliyorduk, 3. filmde bir de john wick'in bir biletinin olduğunu öğrendik, biletini kesen hatun da çok sofistikeydi. daha böyle bir sürü güzel ve etkileyici ayrıntı var john wick'in içinde bulunduğu dünyada. kurallar, kurallar... çok net çizilmiş ve değiştirilemez kurallar...
bir aksiyon filminden bekleneni fazlasıyla karşılıyor bence john wick, hatta daha fazlasını veriyor. hem sürükleyici aksiyon sahneleriyle hem de o dünyaya ait ayrıntılarla. yine de bazı mantıksızlıklara da değinmeden edemeyeceğim. belki şimdi yazacağım şeyin çoğu kimse farkına bile varmamıştır, ya da yadırgamamıştır ama ben çok güldüm yaaa. bana çok saçma geldi, acaip eğlendim o sahnelerde kendi kendime, dur anlatayım:
-- spoiler --
hani winston'un aramasından sonra excommunicado'yu ilan etti ya bi teyze bütün düyaya "john wick excommunicado saat 18'de yürürlüğe girecek" diye. e tamam ilan ettin işte 18'de girecek diye, mesajlar da atıldı cümle aleme. daha da durup durup "excommunicado'ya 20 dakika kaldı", "excommunicado'ya 10 dakika kaldı", "excommunicado'ya son 5, 4, 3, 2, 1. excommunicado devrede" diye geri sayım yapıyon. çok güldüm valla. saat 18:00 olunca tüm dünyaya mesaj atıldı yine. ulen sen mesaj atmasan ben bilmiyorum sanki saatin 18:00 olduğunu. mesaj geliyo, adamlar da telefonlarını çıkarıp bakıyo "aaa excommunicado başlamış" diye. gereksiz atraksiyon olmuş bence.
-- spoiler --
film biterken de john wick 4 gelecek diye bitti, memnun oldum ona da. her türlü izlerim. amma ve lakin 55 yaşına gelmiş keanu reeves, 4. film çekilirken kim bilir kaç yaşında olacak. yaşını göstermiyor allahtan. yaşlansa da 4. filmi de hakkıyla kotarır diye düşünüyorum. keanu reeeves'ten başkası john wick olamaz benim gözümde.